CUMA HUTBESİ-YAŞLILARA SAYGILI OLALIM
Yüce Allah, bu dünyanın nizamıyla ilgili çeşitli kanunlar koymuştur. Bu kanunlardan birisi de, her canlının kendi şartları içinde, soyunu devam ettirmesidir.
Bu sistem içerisinde yer alan canlılar, hayata geldikleri zaman genelde güçsüz ve korunmaya muhtaçtırlar. Sonra gelişir, olgunlaşır, güçlenir ve nihayet yaşlanırlar. Öyle ise yaşlanmak, bu dünyadaki geçici hayatın kaçınılmaz bir gerçeğidir.
Yaşlılık, bu dünya hayatının fâni, insanoğlunun âciz, ölümün muhakkak Yüce Allah’ın bakî ve kudretinin sonsuz olduğunun açık bir delilidir. Nitekim Kur’an-ı Kerim buna şöyle işaret etmektedir:
“Kime uzun ömür verirsek biz onun yaratılışını (gençliğini, güzelliğini) bozar, gücünü azaltır, beli bükük hale getiririz. Onlar bunu hiç düşünmezler mi?”
Aziz Mü’minler!
Hiç şüphe yok ki, bugünün gençleri, yarının yaşlılarıdır. Bugün gençliği, sağlığı, gücü kuvveti yerinde olanların, bu nitelikleri ömür boyu koruyamayacakları açıktır. Bunların zamanla zafa uğraması kaçınılmazdır. Öyle ise, bizim de bir gün yaşlanacağımızı göz önüne alarak yaşlılara, özellikle ana babamıza, dedelerimize, ninelerimize saygılı davranmalı ve bu konuda çocuklarımıza ve gençlerimize örnek olmalıyız.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), yaşlılara saygı gösterilmesi gerektiğine dikkat çekmiş, bir şey ikram edildiğinde ilk önce onlara teklif edilmesini ve her konuda yaşlılara öncelik verilmesini öğütlemiştir. Küçüklere sevgi, büyüklere saygı göstermeyenin olgun mü’min olamayacağını da, bir hadislerinde şöyle vurgulamışlardır:
“Küçüklerimize merhamet etmeyen büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir.”
Muhterem Müslümanlar!
O halde, düşenin elinden tutmak, hastayı ziyaret etmek, açları doyurmak, açıkta kalmış olanları barındırmak ve muhtaçlara yardım elini uzatmak, yaşlılara saygı gösterip gönüllerini ve dualarını almak, ihmal edilmemesi gereken dînî bir vecibedir. Kur’an-ı Kerim’in, yaşlı ana babamıza nasıl davranacağımızı açıklayan bir âyetinin meâli ile hutbemi bitirmek istiyorum:
“Rabbin, sadece kendisine ibadet etmenizi, ana babaya da iyi davranmanızı kesin olarak emreder. Eğer onlardan biri ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara “öf” bile deme. Onları azarlama. Onlara tatlı ve güzel söz söyle. Onlara merhamet ederek üzerlerine kanat ger ve de ki: Ey Yüce Rabbim! Küçükken onlar beni nasıl koruyup yetiştirdilerse, Sen de onları esirge."
Mustafa Hamdullah ERGİN
GEYVE HABER
Kaynakça:
1-Kura'an-ı Kerim;Yâsin,36/68. İsrâ,17/23,24.
2- Riyazu’s-Salihin, H.No:359.
#