Emir DOLUNAY
Sınır Taşı
İkiden Bir Çıkarmak…
Kardeşlikle ilgili ilk kargaşayı Kur’an bize Habil ve Kabilin hasımlığında gösterir.
Habil tüm iyiler adına şöyle seslenir kardeşine:
‘Yemin ederim ki Allah’a ,sen beni öldürmek için el uzatsan da , ben seni öldürmek için el uzatacak değilim ,ben alemlerin rabbi olan Allah’tan korkarım.’
Habil ölmüştür. Yaşayan Habil değil midir?
Öldürmenin kolay yaşatmanın zor olduğu bir çağda yaşıyoruz. Habil yürekli adamlar şehrin uzak köşelerinden sesleniyorlar başka rengi, ırkı, dini, dili, tanımanın erdem olduğunu ve erdemin ‘bir erkek ve bir dişiden yaratılan,kavim ve kabilelerle tanışabilmek için’olduğunu…
Çevresindeki tüm güzellikleri hoyrat miras yediler gibi kıran , döken , parçalayan ,ötekileştiren ,berikileştiren ve ben üstünüm diyen değil insan.İnsan, olduğu kadar kardeş olan, sırdaş olan ,bir olan ve bir de huzuru bulan kardeş…
Yenen değiliz hiçbir zaman ,yenilen de olmadık
Kaçıran olmadık asla kaçan da olmadık
Yüzümüzün güldüğü zamanlar ,milyonlarca yüzün güldüğü zamanlar değil midir aslında.
Kardeşlik şuuru…Bitimsiz sevda…Allah’ın boyası…Allah’ın boyasından daha güzel boyası olan kimdir? der düşeriz yollara
Yol kimi zaman firavun sarayına çıkar bir kardeş ararız …
Kardeş Harun olur.
Bir gemi yol alacaktır tevhid iklimine. Bir kardeş gerekir
Gemi kardeş olur Nuh ümmetine…
Bir kardeş gerekir Mısır sokaklarında Yusuf’a.Özlenendir. Beklenen Bünyamin olur.
Yoldur,çöldür,yakan kavuran sıcağın altında ikinin ikincisi…Üzülme dostum Allah bizimle beraberdir’ duasına mazhar olandır kardeş…
Ebubekirdir.
Öldürüleceğini bile bile hicret yatağına uzanan Alidir kardeş.ve insanlık tarihine düşülen en gür seda
ENSAR- MUHACİR KARDEŞLİĞİ
Bazen kardeşlik bir dilim ekmeği tam ortasından bölebilmek,bazen de hiçbir şeyi bölmemektir.
Asıl mesele birleri iki yapmak değil,İKİDEN BİR ÇIKARMAKTIR!