Geri
Süheyla DÖNMEZ Süheyla DÖNMEZ

MUHABBETTEN MUHAMMED

Esselamu aleyke,nuru semada gezinen peygamber
Esselamü aleyke ey muhammed (sav)
Ey habibullah, rasülullah, ahmet, muhammed, Mustafa
Sevginle yürekleri titreten sevgili,
Huzuruna geldim…

Seni yad etmeye yüzüm var mı bilmem ama, geldim işte…

Suretini göremesem bile,

Biliyorum ki nurun her lahza bizimle…

Tam gözümüzü kapattığımız yerde, yüreğimizde.

Göz kapaklarım sineme oturuyor sanki,

Gözümüzü kapattığımız şu an,

Gelir misin ruhumuzu aydınlatmaya,

Karanlığımıza ışık saçmaya…

Şu dünyayı hiç görmemiş bir göz istersen eğer,

Kör olup geleyim huzuruna,

Seni görünce unuturum zaten,

O sahta dünyayı…

Dünya ne ki nurunun yanında…

Ey Habibullah. Rasülullah, Ahmet, Muhammed, Mustafa

İsmini duyunca kör oluyor gözlerim,

Duymuyor kulaklarım, tutmuyor dizlerim…

İsmini duyunca, bir tek yüreğim ayakta…

Sinenle sineleri aydınlatan sevgili

Asırlar öncesinde, ruhun işte tam oradaydı,

Levh-i mahfuzda!

Daha kainat var olmamışken,

Müşrik, kâfir, münafık doğmamışken

Yalan dolan ve gıybet, her yeri sarmamışken,

Senin o tertemiz adın ve,

Pak alnın vardı semada…

Münafıkların ne işi var ki senin Ruhunun etrafında…

Sen dünyaya geldiğinde, evet, vardılar ama,

Bilselerdi böyle muazzam bir nurun,

Asırlar evvelinden var olduğunu,

Hiç öyle yaparlar mıydı sevgili?

Onlar bilmiyorlardı efendim bilmiyorlardı,

Bilselerdi yapmazlardı…

Bilseydi adem ile Havva,

Hiç günah işlerler miydi…

O cennet sürgünü ilk insan,

Tevbe için başını kaldırırken, onun ismi gözlerine takıldı…

Onun hatrına kabul edildi ilk tevbe

Onun hatrına kabul edildi ilk pişmanlık

Sonra,sema ve arz ehli,

Bir muştunun beklentisindeydi..

Allahın sevgilisi, rasülullah gelecek diye…

İşte bu, ilahi sevginin esintisiydi,

Aşk-ı ilahiydi

Ey habibullah. Rasülullah, Ahmet, Muhammed, Mustafa

Nübüvvetten evvel selamlıyordu taşlar seni

Nübüvvetten evvel secdedeydi ağaçlar

Bekliyordu seni ümmetin,

Bekliyordu seni yaşlı gözler…

Hâsılı, insi, cinsi, tüm sevgilerin,

Tüm yüreklerin yöneldiği biricik sevgili !

Esiri aşkın olduk ya habibullah

Asırlar sonra müjde veriyor halkına

‘Ey İsrail oğulları! Ben size Allahın Peygamberiyim.

Bundan önceki Tevrat’ı tasdik edici, benden sonra gelecek

Bir peygamberi de, ki adı Ahmed'dir, müjdeleyici olarak geldim’

On iki rebiyülevvel pazartesiydi, şafağın doğmasına yakın, suretin doğdu!

O geliyor sedaları, o geldi sevincine dönmüştü…

O gelmişti artık, ne gamdı, ne keder…

Halime, ellerini göğsünün üzerine yavaşça koyduğunda,

Gözlerini açıp gülümsemişsin…

İki gözünün arasına bir öpücük kondurdu halime.

Biz günahkar ümmetine de gülümseyip,

Alnından öpmeye ne hacet,

Ayaklarının altından öptürür müsün efendim?

Ey Habibullah. Rasülullah, Ahmed, Muhammed, Mustafa

Hiradan bir ses yükseldi ‘ikra bismi rabbikellezi halega’

O yıldı isra, o yıldı miraç…

Kutlu binek Burak, sırtında Habibullah

Önce Kudüs, sonra Sideretül Münteha…

Rabbiyle baş başa peygamber, vuslatın gecesi!

Ötesine geçilmeyen bir çizgi, bir nokta, bir hudut,

Bir Münteha, Sidretül Münteha…

Geçemedi cibrili emin, geçebilen tek varlık Muhammed!

Adı Muhammed, adı aşk, adı ahmed Muhammed Mustafa,

Yüce Allah ve o…

Temiz, pak kelamın işitildiği mekan,

Muhabbetin semayı bürüdüğü an…

İdrak ve bilinç aciz, akıl çaresiz, yürek haykırışta…

Seni sevmemk mümkün mü efendim,

Rabbimin nurunu gördün efendim rabbimin nurunu..

Ve Medine'ye bir göç dalgası, Muhacir, ensar baş başa,

Mekke aşıklar şehri, Medine vuslat diyarı..

Görseler öldüreceklerdi efendimizi kafirler,

Habibini yalnız bırakır mıydı Allah? Müşriklere fırsat verir miydi?

Bir avuç toprağı üzerlerine savurarak,

İlahi emri okudu habibullah…

Önlerinden, arkalarından bir manevi set, bir engel, bir kuşatma…

Bakarkörler arasından geçip gitti ol resul…

Bekle ey güzide şehir,

Efendin yolda, efendin sana vuslatta

Geldi işte o geldi,

Taleal bedru aleyna

Taleal bedru aleyna…

Ey habibullah. Rasülullah, Ahmet, Muhammed, Mustafa

Onlar gördü seni, seni yaşadılar

Onlar sevdi seni, seni tattılar..

Bir ebu eyyüb el ensarideben olaydım,

Ebu Bekir olaydım, musab olaydım…

Kölenin de kölesi olaydım…

Toprağın olaydım, taşın olaydım…

Ey rasul, ey sevgili,

Ben sahabe değilim, ben tabiin değilim..

Ben tebe-ü tabiinim…

Seni seven ümmetinin yolcusuyum,

Aşkından, hasretinden yanarken,

Gözyaşlarını tutamayan bir gencim.

Ne olursun gel efendim,

Asırlar öncesinde geldiğin gibi,

Asırlar sonrasına da gel…

Bir kez olsun nurunu görelim.

Aslında biliyorum, göz kapaklarımın tam ucundasın,

Gözümü kapattığımda gözüktüğün gibi,

Gözümü açtığımda da ne olur burada ol,

İşte tam burada !

Ey habibullah. Rasülullah, Ahmed, Muhammed, Mustafa

Apansız, apansız bir acı düştü yüreklere.

Gözler gelişine hasretken, gidişine alışamadı

Gönüller seninle dolmuşken, sensizlik zor, sensizlik acı!

Sensizlik elem, keder kokuyor efendim!

Yüce Allah seni özlüyormuş efendim, yanında görmek istiyor…

Hz Ebu Bekir alınca haberi vefatı nebiyi

Hücre-i saadete koştu derhal…

Kutlu bedeninin yanında diz çöküp,

‘Vah benim peygamberim, ölümünde varlığın gibi güzel ya rasülallah’

Dedi, yüzünü öptü ve gitii…

Kızın fatıma ağlıyor ya habibullah,

Ebu Bekir ağlıyor, ömer ağlıyor…

Ümmetin ağlıyor ya rasülullah,

Osman ağlıyor, ali ağlıyor…

Tek hakikat vardı, tek gerçek,

Habibullah, özlenen bir aleme göçmüştü..

Asırlar var ki dinmeyen,

Mazinin, atinin yadı ey sevgili,

Kutsal bir koku, kutsal bir sevgi

Kutsal bir hasret, kutsal bir vuslat..

Yüreğimde ve şiirlerimde her an andığım sevgili,

Bize kıyamet günü şefaatçi ol efendim !

Sana aşık yürekler,

Dudaklarından aşkı ilahiye bir miras bıraktı,

‘Muhabbetten Muhammed oldu hasıl

Muhammed'siz muhabbetten ne hasıl’


Süheyla DÖNMEZ

#

YAZARIN SON YAZILARI

KÜL VE GÜL

KÜL VE GÜL

Gündüzün güneşi
Gecenin kızıllığı
Hayatın neşesi
Hayalin kırgınlığı..

VE İNSAN ÖLDÜ

VE İNSAN ÖLDÜ

Bir kuş, bir çiçek, bir böcek
Ve insan
Günden güne eriyor…
Nagehan ölüyor!
LAL OLDU ŞİİR

LAL OLDU ŞİİR

Yıkık hayaller,
Yıkık hayallerin içinden,
Birer yıkık gönüller...
TEKBİR!

TEKBİR!

Sen bir köşede içli içli ağlarsın,
Dost sanıp düşmana derdini açarsın,
O “güven” ki, denizde batan sandaldır;
Dostun sandalda o deliği açandır!
Anla artık güven bir tek Allah’adır!
HAYAT DEĞİL, İNSAN YALAN

HAYAT DEĞİL, İNSAN YALAN

Acımasız olmadı ki hiçbir zaman hayat,
Birden esti mi insandaki şeytani hoyrat,
Yıkılır kalpteki merhamet dolu saltanat
İnsandır acımasız olan, masumdur hayat!

GÖLGE-GERÇEK

GÖLGE-GERÇEK

Yansımalar daha güzel gözüküyor gözüme
Gerçekler çok yalan çünkü!
Bir yaprağın gölgesi,
O kadar gerçek ki…

GENEL BİLGİLER

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve - Adapazarı, Adapazrı Geyve Otobüs sefer tarifesi. Geyve otobüsü kaçta kalkıyor? Adapazarından son Geyve Otobüsü, Sefer tarifesi, geyve koop otobüs