İbrahim AÇILAN
Yazı-Yorum
Böylesi Bir Sevgi
14 Ocak akşamı bir dost toplantısında hem sohbet ediyor, hem de “Elveda Rumeli “ dizisini tartışıyorduk. Telefonum mesaj sinyali verdi. Açtım, baktım ve “ Yaşasın” diye bir çığlık atmışım. Herkes “ Hayırdır “ diye sordu. Paylaştığım sevincimin sebebini. Mesajı gönderen Fahri TUNA, on beş günde bir yaptığımız IRMAK Dergisi toplantısına Makedonya’dan gelen dostum, arkadaşım, kardeşimiz Abdülmecid Nuredin’in katılacağını yazıyordu.
Bu, gerçekten büyük bir mutluluktu benim için. Bir yılı aşkın bir süredir görmemiş ve gerçekten özlemiştim. Ayrıca bir ibadet huşusuyla gezdiğim kardeşlerimin topraklarından, evlâd – ı fatihan diyarından haber alacaktım.
Toplantı saatini nasıl beklediğimi anlatamam. Salona çıktığımızdan iki dakika sonra geldi iki dostumuz. “ Gel, seni bir koklayayım doya doya da, kardeşlerimin kokusunu alayım” diye sımsıkı sarıldım Abdülmecid’e. İkimizin de gözleri dolu doluydu. Sohbet başladı ve beynime kazınan ve öğrencilerimle sık sık paylaşacağım ilk cevap geldi Abdülmecid kardeşimizden. Malum, Makedonya’nın kebap dedikleri köfteleri meşhurdur, Adapazarı’nın da “ Islama Köfteleri” O gün, yine Balkan göçmeni “ Köfteci İsmail”de ıslama köfte yemişler. Arkadaşlardan biri sordu : “ Makedonya’nın köfteleri mi, yoksa Adapazarı’nın ıslama köfteleri mi daha güzel ? ” bir saniye bile gecikmeden geldi cevap : “Adapazarı’nın köfteleri daha güzel “ tekrar soru : “ Niye ? “ Öyle bir cevap geliyor ki, ölsem unutmam mümkün değil. Allah da unutturmasın :
“ Biz, burada, kardeşlerimizin arasında, vatanımızdayız, taş yesek bile her şeyden güzel gelir. “ Bu cevap üzerine gözler dolmaz da ne olur ?...
Sohbet öncesi Balkan gezimizde çektiğimiz fotoğrafları seyrediyoruz yeniden. Gelemeyenler gıpta ile seyrediyorlar. Bir daha canlanıyor hatıralar gözlerimizin önünde. Soru ve cevaplarla meselelerini tartışıyoruz. Çekilen çileler, katlanılan zorluklar anlatılıyor. Türkiye’nin sıkıntılarından bahsederken öyle bir söz geliyor ki bu Türklük ve Anadolu sevdalısından, gözlerim yeniden doluyor. “ Biz” diyor, “ Anadolu’ya güveniyoruz. Yaşadığımız topraklar elden giderse, sığınacak bir vatanımız var, ama, ALLH KORUSUN, Türkiye elden giderse, sığınacak, gidecek, hiçbir yerimiz yok. Onun için bu vatanın, bu toprakların değerini iyi bilelim.”
Hiç bitmesin dediğimiz zaman bitiyor veoralardaki dostlara selamlar göndererek ve tekrar buluşma duaları ile gönüllerimizi birbirimize vererek ayrılıyoruz.
Her zaman söylediğim ve ta yürekten inandığım bir sözü tekrarlamak istiyorum. “ BİZ, ANADOLU’YU BALKANLARDAKİ KARDEŞLERİMİZ KADAR SEVEBİLDİĞİMİZ TAKDİRDE BİR ÇOK MESELEMİZİ BİR ANDA HALLEDECEĞİZ.”
#