Bizim Koyün Destanı
Orta yerde mangal dolu korudu,
O zamanlar geçim hayli zorudu,
Kimler geldi, kimler geçti, bu koyden…
“Kıpık Emmim” orste, tırpan dişerdi
“Tohur Salim” bağ komazdı, eşerdi,
“Karacüvek” dişi komüş koşardı.
Kimler geldi, kimler geçti, bu koyden
“Şükrü Emmim” zollu sınır sürerdi,
Komşulara kağnı, saban kurardı.
“Üsey'n ağa” muhkem duvar örerdi,
Kimler geldi, kimler geçti, bu koyden…
“İbraam Emmim’in” kumük dişleri,
“Arif Ağ'nın” karman çorman işleri,
“Kâzım Ağ'nın” çatık çatık kaşları,
Kimler geldi, kimler geçti, bu koyden…
“Kupkıran’ın” oykusü çok acıklı,
Hep suründü garip, çollu-çocuklu,
“Çollu Me'met desen,” yayvan bacaklı,
Kimler geldi, kimler geçti, bu koyden…
“Totuk” yol boyunda, çol-çop toplardı,
“Apil' emmim” pire gibi zıplardı,
“Kara Yılan” hopur- hopur hoplardı,
Kimler geldi, kimler geçti, bu koyden…
“Latif Çavuş” nice harplere girmiş,
“Topal Salih” Yunan zulmünü gormüş,
“Goca Yonuz” epey kır, bayır sürmüş,
Kimler geldi,kimler geçti, bu koyden…
“Kekeç Mıstık” konuşurken tınlardı,
“Kadir Ağa” söylemeden anlardı,
“Çürük Yaşar” inim inim inlerdi,
Kimler geldi, kimler geçti, bu koyden…
“Küpkıran’ın Şükrü” gencecik getmiş,
“Hac’A'med’i” hovardalık tüketmiş,
“Turan’a” ne'ttiyse tamahı etmiş,
Kimler geldi, kimler geçti, bu koyden…
“Sağır Ahmet,” ecik tuhaf biriydi,
“Gevşek Gazi” tam bi' gonül eriydi,
“Sami” için, ne söylesem yeriydi,
Kimler geldi, kimler geçti, bu koyden…
“Şipşiliğin Arap” koyden goçtüydü,
“Mahir’in” üstüne, duvar uçtuydu,
“Ziyanoğlu” zaten, serden geçtiydi,
Kimler geldi, kimler geçti, bu koyden…
“Koca Mıstık” o saf aklından buldu,
“Kara Ma'mut” desen, kazadan oldü,
“Haydar Ağ‘ya” kanser, pek erken geldi,
Kimler geldi, kimler geçti, bu koyden…
“Nutfu Emmim’i” bir nuzol gotürdü,
“Cemahat’i” astım yedi bitirdi,
“Apık” ecelini kendi yetirdi,
Kimler geldi, kimler geçti, bu koyden…
“Kadir Ağ’nın Mıstık “ gibi sabiler,
Küçücükken gidenlere tabiler,
Dayıoğlum şair “Mıstık Abiler”,
Kimler geldi, kimler geçti, bu koyden…
“Kamil Emmim” akşam sabah candadır,
Yaşına bakarsan “Gıdo” ondedir,
Kimbilir! Belki de sıra bendedir!
Kimler geldi, kimler geçti, bu koyden…
“Ferik nenem” birez sollüm soklümdü,
“Zekiye’nin” evi, dıklım dıklımdı,
“Şekire’nin beli, iki buklümdü,
Kimler geldi, kimler geçti, bu koyden…
“Hatem nenem”hayırı çok severdi,
“Hanim nenem” dizlerini uvardı,
“Şipşilik” sokuda, bulgur düverdi,
Kimler geldi, kimler geçti, bu koyden…
“Satı nenem” gou-gaybet ederdi,
“Kazım Ağ’nın” karı, cucuk guderdi,
“Yonuz’un” avradın omrü hederdi,
Kimler geldi, kimler geçti, bu koyden…
“Rabiye Karı” çok Kur’an okurdu,
“Makkan” gobümeden, işlik dokurdu,
“Şefika Nenem” desen, hayli fakirdi,
Kimler geldi, kimler geçti, bu koyden…
“Reşide” tevatür, metel satardı,
Gelene gedene nazar atardı,
“Hukkûk Karı” hep çardakta yatardı,
Kimler geldi, kimler geçti, bu koyden…
“Kemaliye” kıyak çorek çekerdi,
“Tangır Nenem” yamar yamar dikerdi,
“Döndü” tüllü tevür zavzu ekerdi,
Kimler geldi, kimler geçti, bu koyden…
“Anşa Nenem” baston elde gezerdi,
“Elmas Ebem” çok yüzellik dizerdi,
“Nimet” süt anamdı, eser tozardı,
Kimler geldi, kimler geçti, bu koyden…
Kendini bilmeyen aslın neyleye,
Bizi bizden sonrakiler söyleye,
Mevla’m hepsine rahmet eyleye,
Kimler geldi, kimler geçti, bu koyden…
KURTOĞLU der, Esk'ekin’den nicesi,
Kondu göçtü boyle, genci kocası,
Şimdi tütmez bir çoğunun bacası,
Kimler geldi, kimler geçti, bu koyden…
Aşık Rifat KURTOĞLU
#