Eyvallah iki gözüm
Bundan aylar evvel halimi beyana kalktığım zamanlardan kalma şu sözleri dilime dolamışken yakalanıvermiştim ona:
Biz küçük insanlar alırız koynumuza hayatı
büyük cümleler devşiririz ondan
bir kat bir kat daha
yaşamak kaynar su gibi dökülüverir
başımızdan
midemizdeki ağrı şiddetlenir
ve kimi zamanda
nefsimiz bizi belirsizlik silahıyla
alnımızın tam orta yerinden vurmak suretiyle
devirir
oysa çare çok nettir
ve dahi sadedir
çare teslimiyettedir
Dedi ki “Nedir bu sözler?” Dedim ki ona “Artık itmiyorum hayatı. Ben önüne geçtim akıp gidiyorum onunla usulca. Başlangıcından kalma birkaç mısradır sordukların da.” Dedi ki ”Ne hoş akıp gitmek O’ndan olanla.” Dedim “Eyvallah iki gözüm. Darısı tüm isteyenlerin başına.” Bir de bakıverdim akıp gitti “iki gözüm” dediğim kendinden taşanlarla. Buluşur muydu acaba akıp gittiğimiz yollar zamanla? Dedim “Nasip. Ötesini dert etmekse hep angarya.” Sonra aldım elime sazı söylemekten başka yol bilmeyenlerin yaptığı gibi doladım yine dilime eskiden kalma şu mısraları:
Bir insanı tanımak istiyorsan eğer
bakma gözünün karasına
bakışlarını çevirmişken sana
ne hissettirdiğini gör
kandırmasın seni
gül rengi zamanlarda söyledikleri
dikenlere basarken dahi seçtiği kelimeleri gör
yıldızlı ve serin bir akşam vakti
sana ayırdığı vakte bakma
yağmurda şemsiyesiz koşabiliyor mu
sana varmak için
onu gör
tahammül etmek zorunda olmadığı halde
tahammül ettiklerini
içinde kanlı sular toplanmışken
susabildiklerini gör
bu suskunlarının ardından kime koştuğunu
hangi şiire vurulduğunu
mekanlardan hangisine özlem duyduğunu
ve dahi en çok da eline kalemi alıp
bu suskunluğu hangi kelimelerle
boğduğunu
gör
bunlar mühim meseleler
yok sayma
gör.
Sonra yine baktım bir kuş uçuyor rengini göğsüme sindiren gökten. Dedim “Eyvallah iki gözüm. Gökten de senden de razıyım her koşulda ben. Razı olsun Hüda da her koşulda bizden. Gerisi gelecektir zaten.”
#ikigozum #eyvallah #dedim