Verebilecek Neyimiz Var?
Her şeyin bir bedeli var, ödersen sahip olursun denilen bir çağda yaşıyoruz.Bir bardak suyun bile etiketi olduğu bir çağda.Sevginin ve muhabbetin bile çıkar ilişkilerine bulaştığı bir çağ.Oysa gönüllülük öyle mi? Hiçbir karşılık beklemeden verebilmek…Umarsızca, deli dolu...
Gönüllülük ve gönüllüler olmasaydı Sakarya’nın adı Sakarya , Geyve’nin adı Geyve olmazdı.
Gönüllüler olmasaydı, ölüme ve şahadete gönüllüler,
bu topraklar şehadete çiçek açmazdı.
Eyyüb-el Ensari doksanlı yaşlarda bir sahabi
Mücahit sahabi…
Gönüllülük olmasaydı üç bin üç yüz kilometre yolu ona kim yürütebilir,İstanbul’un surlarının dibine kim getirebilirdi onu.
Kırk bin sahabenin yaklaşık otuz bini Medine ve Mekke ’nin dışında kabirleri .
Gönüllülük olmasa ne işleri var Orta Asya’nın sırtlarında ,Endülüs’te,Fransa ’da ,Bitlis’de ,Diyarbakır’da, Urfa ’da ve dünyanın dört bir yanında.
Gönülleri fethetmek için gönüllü olmak lazım. Ben varsam herkes vardır ,ben yoksam kimse yoktur şuuru.
Yaslanmadan ,yük olmadan ,yıkmadan ,yıkılmadan yük alabilmek.
Bir yoksulun yanına diz kırıp, bir dilim ekmeği tam orta yerinden kardeşçe bölüşebilmek .
Bir yetimin saçlarını sevabını yalnız ve sadece Allah ‘tan bekleyerek okşayabilmek.
Belki gecenin al yalazında ,zemheri ayında bir öğrencinin açılan üstünü örtebilmek.
Ateşe atılan İbrahim’e uzanan kuş gagasında BİR DAMLA SU OLABİLMEK.
Çölün ortasında ‘Üzülme Allah bizimle beraberdir’ hitabına mazhar olmak.
Bir ömrü adayabilmek.
Gönüllü olana ne teklif edebilirsin? Nedir gönüllülüğün karşılığı?
Tüm peygamberlerin kavimlerine söyledikleri tarihe not olarak
düşülen bir cevap vardır:
Benim ücretim Allaha aittir.Ben sizden davetime karşılık hiçbir şey istemiyorum.
Ben gönüllüyüm demek;
Tüm peygamberlerin ortak sünneti.
Gönüllülük olmasaydı nasıl izah edilirdi nübüvvet.
Gönüllülük olmasaydı nasıl izah edilirdi şahadet.
Emir DOLUNAY