Geri

Bülent Arınç'tan 'Gezi Parkı' açıklaması

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 4 gündür süren Gezi Parkı eylemleri için ilk kez konuştu

Editör Editör

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İstanbul’da Taksim Gezi Parkı’nda yaşanan olayların üzücü olduğunu belirterek, "Konuların insanları ikna edilerek anlatılması lazım. ’Biz burada AVM istemiyoruz’ diyenlere biber gazı sıkmak yerine, ’Biz burada şunu yapmak istiyoruz. Siz yanılıyorsunuz. İşin aslı budur’ diyerek ikna edici çalışmalar yapılmasında şahsen fayda görüyorum" dedi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, seçim bölgesi Bursa’da bu sabah partisinin il teşkilatında basın toplantısı düzenledi. Ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, basın mensuplarının da sorularını yanıtladı. Taksim olaylarına değinen Arınç, bu olayların üzücü olduğunu söyledi. Taksim’de, bir yayalaştırma çalışmasının devam ettiğini açıklayan Bülent Arınç, yayaların Taksim’de daha rahat hareket etmesi için bu projenin önemli olduğuna dikkat çekti. Konunun yıllardır konuşulduğunu ifade eden Arınç, şunları söyledi:

TEPKİLER FİİLİ SALDIRIYA DÖNÜŞMESEYDİ

"Bu gezi parkında ağaçların kesilmek istendiği tartışma konusu. Bu tartışma konusu sözlü olmaktan çıktı, orada çalışmaların engellenmesi noktasına getirildi. Bunların içerisinde çevreye duyarlı insanların olduğunu kabul ediyoruz. Kimisi sanatçı, kimisi halktan insanlarımız. Kimisi yazarlar, kimisi çizerler. İstanbul’un önemli bir yeşil alanının, bir AVM’ye dönüşmesine veya betonlaşmaya dönüşmesine karşı çıktılar.

Bunu takdirle karşılamak lazım. Buna hiç kimsenin itirazı olamaz. Fakat fiili engel olma noktası bu samimi ve duyarlı insanların arasına karışan bazıları tarafından hükümeti protestoya veya polisle çatışmaya kadar vardı. Bu da yanlış olan konulardan bir tanesi. Keşke çevreye duyarlılık, insanların hayatına, sağlığına zarar verecek noktaya gelmeseydi. Yani duyarlı insanların gösterecekleri tepkilerin hukuk devletine, kanun hakimiyetine veya güvenlik güçlerine ve fiili saldırıya dönüşmeseydi"

"MAHKEMENİN VERDİĞİ KARARI İSABETLİ BULUYORUM"

Arınç, dünkü görüntülerin fevkalade zor, kötü ve yanlış görüntüler olduğunu ifade ederek, bu gösteriler sırasında zarar gören çevreye duyarlı insanlar olduğunu söyledi. Arınç şöyle devam etti:

"Onlar adına çok üzüldüğümü ve onlara geçmiş olsun dileklerimi iletmek istediğimi ifade ediyorum. Maalesef aralarına katılan bir takım provokatörlerin meseleyi farklı bir boyuta çekmek istemeleri, istenmeyen görüntüler meydana gelmiştir. Burada polise aşırı şiddet kullandığı veya bir başka şekilde hareket ettiği için suçlayabilirsiniz. Ama bu çok gerçekçi olmaz. Polis nihayet görevli insanlardır. Aldıkları talimatın gereğini yerine getirmektedirler. Ve aynı zamanda polis, kendilerine karşı fiili bir saldırı olursa buna karşı ellerindeki imkanları kullanmak zorundadırlar.

Ancak İçişleri Bakanlığımız olaylar sırasında aşırı bir şiddet kullanılıp kullanılmadığını veya samimi insanlara zarar verilip verilmediğini, teftiş veya soruşturma başlatmak noktasına gelmiştir. Kaldı ki dün zannediyorum İstanbul 6’ncı İdare Mahkemesi olacak. Verdiği bir karar ile buradaki yapılaşmanın yürütmenin durdurulmasına karar vermiştir. Ben mahkemenin verdiği kararı doğrusu ve isabetli buluyorum. En azından mahkeme kararına uymak suretiyle en azından burada ne yapılıyor.

Ne yapılmak isteniyor. Topuma en güzel şekilde anlatılmalıdır. Her kafadan bir ses çıkmamalıdır. Buraya AVM mi yapılacaktır, yoksa Sayın Topbaş’ın ifade ettiği gibi yol çalışma çalışmaları mı yapılacaktır. Yoksa başka bir şey mi yapılacaktır. Ya da Orman Bakanımızın ifade ettiği gibi yerinden sökülecek ya da 3-5 ağacın ortadan kaldırılacak olması doğrudur da, bunların yerine binlerce ağaç mı dikilecektir. Bu yeşillendirme çalışması nerede yapılacaktır. Bu konuların daha geniş ve huzurlu bir şekilde insanların ikna edilerek anlatılması lazım. ’Biz burada AVM istemiyoruz’ diyenlere biber gazı sıkmak yerine, ’Biz burada şunu yapmak istiyoruz. Siz yanılıyorsunuz. İşin aslı ve doğrusu budur’ diyerek ikna edici çalışmalar yapılmasında şahsen fayda görüyorum."

TOPLUMUN DUYARLILIĞI PAYLAŞILMALI

Bugüne kadar yaşananın yaşandığını ve mahkeme kararı doğrultusunda bütün faaliyetler durdurularak bir sükunet döneminde belediye, Kültür ve Turizm Bakanlığı veya bu işle sorumlu olanların İstanbul halkına bir borcu olduğunu ifade eden Arınç, "O borçta şudur. Bir Taksim’i yayalaştırma çalışmaları içersinde gezi parkında veya bitişiğinde bunu yapmak istiyoruz. Bunu yaparken ağaç katliamı yapmayacağız. Burada park olmaya devam edecek. Veya buradan sökülecek ağaçların bir başka yerde hayat bulacağının size teminatını veriyoruz. Sizin duyarlılığını paylaşıyoruz. Bu paylaştığımız konuda, olan bitenden dolayı da özür diliyoruz demesinde toplumsal barış açısından büyük fayda olduğunu düşünüyorum" dedi.

"BU BÜYÜK BİR ALÇAKLIKTIR"

Herkesin ağaca ve doğaya karşı duyarlılık içinde olması gerektiğini vurgulayan Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:

" Ama aramıza katılacak bazıları kontrol edilemez noktaya geldiğinde bu samimi duygularımızı tüketebilirler. Onlara karşı da duyarlı olmamız lazım. Mesela dün ben Bursa’ya gelirken birilerinin Tweet’ini bana duyurdular. Ve ben de üzüldüm, rahatsız oldum. Bu büyük bir alçaklıktır. Ama ne var ki internet sınırsız olduğu kadar, sorumsuz bir alan haline geldi. Güya oraya yapılacak AVM’de, benim oğlumun ortaklık payı da varmış ta, biz o yüzden orada tepki gösteriyormuşuz.

Bundan daha büyük bir iftira, bundan daha büyük bir ahlaksızlık düşünemiyorum. Gerçi cevabını verdik. Ama internet dünyasında ki bu tür yalan ve iftiralar, insanların samimi duygularını tahrik etmeye çalışanları huzurlarınızda kınıyor ve lanetliyorum. Benim bir tane oğlum var. O da bir firmada ücretli olarak çalışıyor. Allah’a çok şükür alnımızın akıyla helalinden kazandığımız maaş ile hayatımızı devam ettiriyoruz. Bırakın AVM’de ortaklık yapmayı ayın sonunu zor getiren insanlarız. Oğluma da maddi katkı sağlamak zorundayım. Çünkü o da evli ve çocuğu var. Bütün bunları niçin yapıyorlar. Orada toplanan iyi niyetli insanları tahrik etmek için. Yönlendirmek için."

Yapılan bir yanlışlık varsa, bu yanlışlıktan dönüleceğini belirten Arınç, vatandaşları provokasyona karşı uyardı. Arınç, "Hükümeti yıpratmak amacıyla saf ve iyi niyetli insanları tahrik etmeye çalışanlara hepimizin uyanık olması lazım. Çünkü bu tür olaylar başka başka yerlerde, başka da planlanabilir. Türkiye artık provokasyonlara açık bir memleket haline getirilmek isteniyor. Reyhanlı’da yaşanan da budur. Cilvegözü’nde olan da budur. Bir takım haberlerin arka planında, bir takım istihbarat örgütlerinin, bir takım ajan provakatörlerin olduğunu bilmeliyiz. Milletimizin sağduyusuna güveniyoruz" diye konuştu.

"FETHULLAH GÜLEN’E AK PARTİLİ GÖZÜYLE BAKMAK HAKSIZLIKTIR"

Arınç, ABD’de ziyaretinde Fethullah Gülen ile yaptığı ziyaretle ilgili soruya şu yanıtı verdi:

"Biz, muhterem hocaefendiyi bir partinin kalıpları veya kimliği içersine hiç bir zaman koymadık. Koymayı da düşünmüyoruz. O siyasetin üstünde kalmaya çalışan, belki Türkiye ve dünya siyasetini çok yakından takip eden, kendisinden düşünce ve görüşleri itibarıyla her zaman istifade etmemiz gereken bir insandır. Yani ona bir Ak Partili gözüyle bakmak büyük bir haksızlık olur.

Buna ne bizim hakkımız var, ne de bir başkasının hakkı var. Çünkü her hangi bir başka siyasi partiye inanan ona güvenen insanlarında Sayın Gülen’den istifade etmeye hakları var. Onu bir partinin duvarları içersine hapsetmek çok büyük bir haksızlık olur. Şahsi düşüncem budur. Kendisini 1975 yılından beri tanıyan. Evinde misafir etmiş, dostluğunu, sevgisini kazanmış bir insan olarak onu Ak Partili veya Ak Partiye yakışan birisi olarak görmek çok yanlış olur. Bu onun çok daha yukarılarda, çok daha üst seviyede bir kişiliğinin veya kimliğinin olmasıyla ilgilidir."

 Bülent Arınç, Gülen ile görüşme yaptığında 3 saate yakın birlikte olduklarını ve pek çok konulara girdiklerini sözlerine ekledi.

"ALPASLAN DA YUNUS EMRE DE HACI BEKTAŞ DA OLABİLİRDİ"

İstanbul’da yapılacak olan üçüncü köprüye Yavuz Sultan Selim adının verilmesiyle ilgili tartışmaların hatırlatılması üzerine Arınç, bugüne kadar Yavuz Sultan Selim’e büyük bir tepkiyi hatırlamadığını söyledi. Köprü için Sultan Alpaslan, Yunus Emre isimlerinin de dile getirildiğini belirten Arınç, Hacı Bektaş da olsa bu isimlere itirazlarının olamayacağını söyledi. Bunların toplumun değerleri olduğunu vurgulayan Arınç şöyle devam etti:

"Ama Yavuz Sultan Selim olduğu zaman buna ne için itiraz ediliyor. Ve buna kimler itiraz ediyor. Dönüp bir bakmamız lazım. Bu ülkede elbette ki Alevi kardeşlerimiz yaşıyor. Aleviler bizim büyük bir değerimiz. Bin yıldır bu topraklar üzerinde o kültürden beslenmiş insanlarız. Alevi kardeşlerimizin bu isme top yekun bir arada itirazları olduğunu görmedim. Gazetelerin sütunlarından bazı dernek başkanlarının veya siyasetçilerden bir kaç kişinin ’Bu olmasaydı da başka isim olsaydı’ diye dediğini duyar gibi oluyorum.

Bizim görevimiz Alevi yurttaşlarımızın değerlerine saygı göstermektir. onların taleplerini dikkate almaktır Onların hassasiyetine dikkat etmektir. Ama bir köprüye Yavuz Sultan Selim ismi verilmesi, Alevilere hakaret anlamına gelmez. O birkaç tane siyasetçi kendilerine dönüp bakmalı. Onların hayatı esasen Aleviliğin farklı bir din olduğunu söylemek veya Aleviliğin farklı bir ulus olduğunu söylemeye kadar varan yanlışlarla doludur. Onlara bakarak ismin yanlış olduğunu söylemek, bence büyük bir haksızlık olur. Ama Aleviler topyekün birbirlerinden ayrılmadan ve ’Bu isim şu sebeple yanlış olmuştur’ derlerse, inanın bunu dikkate almak, değerlendirmek ve bu hassasiyetlerin yerine göre paylaşmak zorundayız. Ama siyasi amaçla bu karşı durmayı ortaya koyan insanların samimiyetlerini dikkate almak bizim borcumuzdur."

#

GENEL BİLGİLER

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve - Adapazarı, Adapazrı Geyve Otobüs sefer tarifesi. Geyve otobüsü kaçta kalkıyor? Adapazarından son Geyve Otobüsü, Sefer tarifesi, geyve koop otobüs