Geri

MISIR İZLENİMLERİ - 1

Kuzey Afrika’nın Gözbebeği Kahire
Murat DUMAN Murat DUMAN

Kahire Mısır’ın başkenti olmasının yanında, 20 milyonu aşan nüfusuyla Afrika kıtasının da en büyük şehridir. Gece gündüz her yerde insan kaynayan bu şehir, âdeta bir başka dünyayı andırmaktadır. Kahire, belki de bu içinden çıkılmaz karmaşası ve günlük hayatın renkliliği yüzünden buraya gelenler tarafından ya çok seviliyor ve bir daha gelinmek isteniyor ya da “bir defa gördüm bu bana yeter” deniliyor. Buna mukabil insanlarının sakin ve yavaş tavrı da çok dikkat çekiyor.

Kahire’de gerçekten de gezilecek ve görülecek çok mekân var. Bu yüzden her yıl yüz binlerce turist, tarihten süzülüp gelen, gündelik hayatta trafiğin inanılmaz bir karmaşaya sahne olduğu bu kadim şehri ziyarete geliyor. Yıllardan bu yana mimari ve günlük yaşam açısından özgün kimliğini koruyan Kahire, âdeta dünya üzerinde bir başka dünya gibi arz-ı endam ediyor. Modern anlamda temizliği bilhassa sokaklarda görememek insanı üzüyor. Kahire’ye gitmeden evvel şehrin kendine özgü şartlarını baştan kabul etmek gerekiyor. Sokakların asgari seviyedeki temizliğine mukabil oteller ve kaliteli restoranlar ihtiyaca fazlasıyla cevap veriyor.

Kahire’de havaalanından çıkar çıkmaz ilk dikkati çeken şeylerden biri de, trafiğin yer yer kuralsızlığın sınırlarını zorlayan akışı ve belki de bu sebepten dolayı küçük çaplı kazalar olduğu için çok sayıda araçta bunun izinin bulunmasıdır. Kahire’nin sokakları, caddeleri yer yer F-1 pistini andırıyor. İsteyen istediği şeride girip çıkıyor; çoğu yolda trafik ışığı ve yol çizgisi bulunmuyor. Şehirde trafik kazaları nedeniyle yaralanan ya da hayatlarını kaybedenler “zayiat” olarak nitelendiriliyor. İnsanlar arasında “cana gelen mala gelsin” anlayışı hâkim olduğu için, kazalardaki hasarlar pek önemsenmiyor.

Kahire gezilerinde turistlere genellikle üç ayrı gezi programı sunulmaktadır. Bunların birincisi İslâmic Kahire, ikincisi Nil Nehri ve çevresi, üçüncüsü Piramitler ve Eski Mısır Medeniyeti’dir. Elbette Mısır sadece Kahire’den ibaret değildir. Luksor, Asfan, İskenderiye ve Sina Dağı dâhil olmak üzere Mısır’da daha gidilecek pek çok yer vardır.

Kahire Müzesi (Ulusal Müze)
Beş bin yıllık tarihe tanıklık eden Kahire Müzesi, dünyanın en meşhur ve bulundurduğu eserler bakımından da en zengin müzelerinde biridir. İnanılmaz eserlerle dolu bu müzeye belki de “Firavunlar Müzesi” demek daha doğru olacaktır. İki kattan ve 40-50 civarında salondan meydana gelen müzede ağaçtan, kırmızı granit taşından, kireçtaşından, mermerden, taştan onlarca çeşit heykelin ve Mısır’a bir dönem hâkim olan Büyük İskender’in heykelinin yanında, Mısır Firavunları’nın heykelleri ve mermerden oyulmuş, üzerinde resim kabartılmış vücut şeklinde tabutlar yer almaktadır. Piramitlerden çıkarılan mumyalar ve altın masklar görülmeye değerdir. Ayrıca o dönemde kullanılan her türlü ev eşyası, takı, gerdanlık, keser, kaşık gibi ev aletleri; ok, yay, hayvan figürlü sedyeler, saray malzemeleri, altından tapınak maketleri, hayvan kabartmaları, mumya malzemeleri ve daha yüzlerce çeşit tarihi eser sergilenmektedir. Ama hiç şüphesiz müzenin en önemli değerlerinin başında, orijinal hâliyle günümüze ulaşan Tutankamu (Tutankhamun) Hazinesi gelmektedir. Bu hazine gerçekten görülmeye değer bir güzelliktedir ve çok orijinal parçalardan oluşmaktadır. Üç bin yıllık ekmek dahi günümüze kadar ulaşmıştır.

Mısır, “piramitlerin dünyası” olarak da bilinmektedir. Firavun mezarlıklarından bugüne kadar belirlenenlerin sayısı 109’dur. Bu 109 piramidin büyük çoğunluğu yıllar boyunca talan edilmiş, parçalanmış ve içinden çıkanlar yağma edilmiştir. Bir tek Tutankamun’un mezarında kazı yapan iki İngiliz arkeolog ve onlara refakat eden Mısırlılar sayesinde, 2019 adet eşya orijinal hâliyle çıkarılmıştır. Bu eşyalar günümüzde Kahire Müzesi’nde özel bir bölümde sergilenmektedir.

Mısır’ın antik dünyasının merkezi olan bu müze binasının bahçesinde de bazı eserler sergilenmektedir. Hattâ havuz kenarında Kuzey Mısır’ın simgesi papirüs bitkisini ve Güney Mısır’ın simgesi Lotus çiçeğini görmek mümkündür. Kâğıt yapımında kullanılan Papirüs bitkisi Mısır’da eskiye oranla daha az yetişmektedir. Bununla birlikte devletin gözetiminde Kahire’de geleneksel üretim teknikleri kullanılarak bu bitkiden kâğıt üretimi yapılmakta ve ortaya çıkan eserler satışa sunulmaktadır. Günümüzde Firavunların alfabesi ve kullandıkları dil, bir taşın üzerindeki yazıtta bulunan eski Yunan alfabesinden yararlanılarak çözülmüştür.

Müze binası İngilizlerin Mısır’a hâkim olduğu dönemde 1897-1901 yılları arasında inşa edilmiştir. Bununla birlikte burada sergilenenlerden daha fazla sayıda eser Avrupa, bilhassa da İngiltere’deki müzelerde sergilenmektedir. Meselâ sadece İngiltere’deki müzelerde 120 adet mumya bulunmaktadır. Günümüzde Mısır, bu ülkelerde sergilenen tarihi eserlerini ülke turizminin tanıtımı açısından bir fırsat ve avantaj olarak görmektedir. Bu arada Mısır’ı ziyaret edenler, bu ülkede hüküm süren İslâm devletlerine ait tarihi eserleri görmek istiyorlarsa, İslâm Eserleri Müzesi’ni muhakkak görmeleri gerekir.

Mumyalamanın nasıl yapıldığı ve hangi tekniklerin kullanıldığı müze gezisi sırasında uzman rehberler tarafından ayrıntılı bir şekilde anlatılmaktadır. İsteyenler müze içinde ayrıca bir ücret ödeyerek gezilen özel bir odada, günümüze kadar ulaşan mumyaları daha yakından görme fırsatı bulabilmektedir. Zamanın âdeta durduğu bu gizemli odada 10’u aşkın mumya bulunmaktadır. Bunlar en iyi yapılmış mumyalardır. İset 1, 2 ve Ramses 2’nin de mumyaları da burada saklanmaktadır. Hazreti Musa’yla birlikte büyüyen Ramses 2’nin mumyası, sanki ceset dün ölmüş gibi hâlâ taptaze durmaktadır. Saçları, el ve boyun damarları hiçbir şekilde bozulmadığı gibi, deri ve kaslar da olduğu gibi durmaktadır. Sadece içindeki kan çekilmiş bir hâldedir.

Müzeye girerken fotoğraf makinesi için ayrıca ücret alınmaktadır. Video kamerası için ekstra yüksek bir ücret talep edilmektedir. Müzenin, mekânı ve içindeki eserleri anlatan bir kitap ya da mekâna hâkim bir rehber eşliğinde gezilmesi, hattâ piramitler görülmeden önce bu müzenin görülmesi çok faydalı olacaktır. Çünkü Kahire Müzesi’nde hem Mısır tarihine hem de Firavunlar Dönemi’ne ait pek çok eser bulunmaktadır.

Kahire Kulesi
Kahire’nin panoramik olarak en güzel görülebileceği, Nil Nehri manzarasının doyasıya seyredilebileceği mekânların başında Kahire Kulesi gelmektedir. İnşaatı Cemal Abdül Nasır döneminde 1960 yılında tamamlanan kulenin yüksekliği 187 metre olup, tepesinde iki katlı bir restoran bulunmaktadır. Burası Kahire’nin mutlaka görülmesi gereken yerlerinden biridir. Asansörle çıkılan kuleden geniş bir açıdan Mısır’a hayat veren Nil Nehri ve üzerindeki adacıklar, felluca denilen kayıklarla nehirde gezinti yapanlar, geniş bir sahaya yayılan Kahire, Yavuz Sultan Selim’in ordusu ile birlikte etrafından dolaşarak Memlükleri yendiği meşhur El-Mukaddam Dağı, Selâhaddin Kalesi ve Osmanlı’nın Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa tarafından yaptırılan cami görülebilir.

Nil Nehri’nin hemen yanı başında yer alan kulenin mimarisi de oldukça ilginçtir. Ana girişinin bulunduğu sokakta yer alan devasa boyutlardaki ağaç ve kökleri görülmeye değer güzelliktedir. Etrafında bulunan Endülüs Bahçeleri, farklı özelliklere göre düzenlenen yemyeşil bir dokuyu barındırmaktadır.

Bir sonraki yazıda Kahire’yi anlatmaya devam edeceğiz…

Murat Duman
muratduman1973@gmail.com

#

GENEL BİLGİLER

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve - Adapazarı, Adapazrı Geyve Otobüs sefer tarifesi. Geyve otobüsü kaçta kalkıyor? Adapazarından son Geyve Otobüsü, Sefer tarifesi, geyve koop otobüs