AFP Belediye Başkanı ile Söyleşi

Ali ARICI

*Bize kendinizi tanıtır mısınız?
- Ben Şuyip Erkan Çalık. 17.05.1970 Sakarya Alifuatpaşa doğumluyum. İlköğrenimi Alifuatpaşa'da gerçekleştirdim. Liseyi Sakarya'da Pratik Sanatlar Okulunda okudum. 1986 yılında Tüvasaş'ta çalışmaya başladım. 2011 yılında belediye başkanlığı seçimini kazanana kadar buradaki görevime devam ettim. 2001 yılında da Adalet ve Kalkınma Partisi Alifuatpaşa Belediyesi teşkilatı kuruluş aşamasında yönetim kurulu üyesi olarak hizmet yaptım. 6 ay sonra teşkilat başkanlığı görevini aldım. 10 yıl boyunca bu görevi başarıyla sürdürdüm. Evliyim, kısaca hayatım öz geçmişim bu.

*Görevinizi bize tavsiye eder misiniz?
-Tavsiye ederim, güzel bir görev, sıkıntılı bir görev. Gerçekten kendinizden, eşinizden, çocuklarınızdan, boş zamanlarınızdan, ben ödün veririm diyorsanız, belediye başkanı olun. Belediye başkanının özel hayatı olmaz. Halka hizmet her şeyin önünde gelir diye kafanızda yerleşirse kesinlikle tavsiye ederim. Çünkü yapılan hizmetin karşısında; bir komşunun, vatandaşın size dönüp, Allah razı olsun bunu, bu şekilde yapmanız ne güzel olmuş, dediğinde; çektiğiniz sıkıntıları tamamen size unutturması insanı mutlu ediyor.

*Mesleğinizi seviyor musunuz?
-Tabi ki, dediğim gibi yani çok şeylerden feragat ediyoruz. Göreve geldiğimiz 2011 Mart ayından bu zamana kadar, işte hemen hemen iki sene oldu. Bu iki senede güzel şeyler yaptığımıza inanıyorum. insanların bu noktada vermiş olduğu olumlu tepkiler hem beni hem diğer arkadaşlarımı memnun ediyor. Başkanlık görevine bu noktadan baktığımızda memnunum.

*Bu mesleğin dışında hangi işi yapmak isterdiniz?
-İşin açıkçası ticarete atılmayı düşünürdüm, bu mesleği yapmasaydım ticaretle uğraşan bir insan olmak isterdim.

*Mesleğiniz ile ilgili unutamadığınız bir hatıranızı anlatır mısınız?
-Anı çok, özellikle ufak yerlerde bu görevi yerine getirirken büyük yerlerdeki bir belediye başkanı gibi olmuyor. Çünkü burada herkes birbirini tanıyor. Herkes birbirini tanıdığı içinde en ufak bir sıkıntıda insanların aklına hemen belediye başkanı geliyor. Başkan, benim derdimi sorunumu o çözer diye düşünüyor.
Unutamadığım bir anı, beynime çok kazınmış bir vaziyette onu söyleyeyim. Gecenin saat bir buçuğunda telefon çaldı. Telefonu açtığımda karşıdan bir Hacı ağabeyimiz, sağlık sorunu olduğunu söyledi. Ne yapacağını sordu. Belediye başkanı olarak bizim çözemeyeceğimiz sorunların çaresini bile, vatandaş bizde arıyor. Aslında onun derdine çözüm bulacak doktor veya 112 acil servistir. HALKA HİZMET, HAKKA HİZMETTİR düşüncesiyle, 112'yi aradım. Tedavi oldu. Böyle çok değişik olaylarla da karşılaşıyoruz.
-Bu da toplumdaki biraz da olsa kültür ve eğitim eksikliğinden olabiliyor. Olaya şu açıdan da bakabiliriz: İnsanların hafızalarına kazınmış olan bir belediye başkanı konumu var. Belediye başkanı halkın her şeyiyle ilgilenir mantığı insanların belleğine yerleşmiş. Yani evindeki musluğu su damlatsa, belediye başkanı aranıyor. Ama zamanla sizin gibi okuyan-araştıran gençlerimiz çoğaldıkça bu anlayışın değişeceği kanaatindeyim.

*Alifuatpaşa belediyesinin kapanacağı söyleniyor. Bunun hakkında neler söylemek istersiniz?
-Bunun hakkında söylenecek bir şey yok. Biz elimizden gelen çabayı gösterdik, gerekli yerlere müracaatımızı yaptık. Ama biliyorsunuz Türkiye'deki bazı icraatlar genel işliyor. Bu açıdan bakıldığı zaman bunun içerisinde sadece Alifuatpaşa'yı bir kenara koyalım, diğerler beldeleri kapatalım gibi bir mantık yok. Türkiye politikasında böyle bir politika olmadığı için maalesef biz de yani kurunun yanında yaş olarak yanacağız gibi gözüküyor. Yasa da çıktı bu saatten sonra denilecek tek cümle; vatana millete hayırlı olsun.

*Belediyenin kapanması bizi nasıl etki edecek?
-Şimdi ilk defa bir sürecin içersinde ilerliyoruz. Nasıl bir süreç olduğunu, yaşayıp da göreceğiz. Sakarya da 2004 yılında çıkan büyükşehir yasası ile bizim gibi belde belediyesi olup da kapanan yerler var. Tabi oradaki eş dost ile görüştüğümüzde bazı sıkıntılar yaşandığı ama bazı olumlu tarafları olduğunu da söylediler. Tabi her yapılan işin eksisi de olur artısı da. Gönlümüz yapılan bu işin artı yönünün daha fazla olmasını arzu ediyor.

*Bizim aracılığımız ile topluma söylemek istediğiniz bir şey var mı?
-Sizin aracılığınızla topluma söylemek istediğim, biraz evvel de bahsettiği gibi; eğitim, kültür seviyesi. Oku, oku, oku... Tek söyleyeceğim cümle bu. Özellikle sizin gibi genç arkadaşlarım kesinlikle okumalı, yani okumanın sınırı yok. Kendinizi en güzel şekilde geliştirmeli, en güzel yerlerde okumalısınız. Gelip geçici gençlik heveslerinden fedakârlık yaparak okuyunuz. Gönlümden geçen, size tavsiye edebileceğim, topluma da tavsiye edebileceğim okuyunuz, okuyunuz, okuyunuz… Okuyan bir neslin yetişmesini canı gönülden istiyorum.

*Sizin ilave etmek istediğiniz bir şeyler var mı?
-Ziyarete geldiğiniz için teşekkür ederim. Belediye başkanı olarak değil, bir ağabey olarak sizden ve tüm gençlerden tekrar ricam şu: Zorluklardan yılmayın. Okuma konusunda geri adım atmayın. Gezmekten, eğlenceden ödün verin. Ama eğitim noktasında asla taviz vermeyin. Size son olarak söyleyeceğim tavsiyedir.

*Biz teşekkür ederiz.

Kübra KARA-Enes ELMA/GeyveHaber
(Geyve Sağlık Meslek Lisesi Öğrencisi)