KEZZAPÇILAR İŞ BAŞINDA
Şimdi gerçekten çok merak ediyorum. Bu ülkenin içinde yaşayıp ta ne kadar dostu var ne kadar düşmanı.
Bilmiyorum ne kadarınız televizyon programlarını, haberlerini takip ediyor. Son haftalarda adamın gözünün içine baka baka birilerine paralar veriliyor ve kafalarına göre bir eylem planı devreye sokulmayamaya çalışılıyor. Neymiş efendim bilmem neredeki bir okulun öğrencisine etek boyu kısa diyerekten birileri (aslında bilinen fakat bilinmeyen birileri !?) kızların bacaklarına kezzap dökmüşler. Akıllarınca onlara ceza vermeye çalışacaklar.( Buram buram provokasyon kokan alabildiğine aşağılık bir plan)
Demek ki anlaşılan artık Ali Kalkancı fıkraları tutmuyor. Vatandaşa bunu yutturamıyorlar. Yani vatandaş bu tırışkadan hikâyeleri yemiyor. Ama şu var ki yine de amaçlarından vazgeçmiyorlar ve ard arda senaryolarını bıkmadan, usanmadan, utanmadan devreye sokabiliyorlar.
Sokuyorlar sokmasına ama ekmeğini yedikleri vatandaşın daha öncede defalarca söylediğim gibi gözünün içine baka baka yine de öz değerlerine sövmekten geri durmuyorlar.
Bu günlerde ısrarla devrede bazı televizyon kanalları.
Suçlu bulunmak için özellikle ısrar ediliyor. Adeta bir suçlu üretilmeye çalışılıyor. Vatandaşın tek istediğinin şu anda ne olduğunu bile bile bilmezden gelip tam tersiymişçesine davranabiliyorlar. Nedir o. Vatandaş gerçi bunu yıllardır istiyor da ,onlar istemiyormuş gibi davranıyor. Sorunların çözümü onlara göre aslına bakarsanız gayet basit başın mı ağrıyor: kes kurtul. Dişin mi ağrıyor çektir kurtul öyle dolguya falan gerek yok. Bir yerinmi ağrıyor öl kurtul. Mantık bu, dolayısıyla ne oluyor. Başını mı örtmek istiyorsun olmaz efendim tanrılar bunu istemiyor nedir ozaman çözüm? Açarsın sorun diye bir şey kalmaz ortada. Yani aç kurtul.
Eğer bu ülkede sorun çıkmasını kafana kafana vurulmasını istemiyorsan hiiç sesini çıkarmayacaksın. Menfaat çevrelerinin çok az sayıdaki mutlu azınlığın tüm ama tüm isteklerine istisnasız uyacaksın ve sorun diye bir şey olmayacak. Ortamı germeyeceksin. Aslında ortada gerilen bir ortam falan yok ama mutlu azınlığın keyfini germeyeceksin. Gerersen olacakları sen düşünürsün. Birilerinin eline üç beş kuruş tutuşturulur ve çocukların üzerlerine kezzap attırılır. Ki o çocuklara da atanlar başka çocuklar olur.O başka çocuklar zaten en son olaylarda görüldüğü gibi bir yerlerde yetiştiriliyordur ve beklemededirler.Zamanı gelince günün şartlarına göre yazılan senaryo devreye sokulur ve günlerce haftalarca tv kanallarında haber yapılır.Garibim halk ta buna inandırılmaya çalışılır. Bu esnada el altından korku salınır Yassı Adalardan bahsedilir. Ve bu habercilik adına, particilik adına falan yapılır ama hiç utanılmaz. Kimsenin aklından da ayıptır ya hu insanların gözünün içine baka baka bu kadar da yapılmaz ki diye geçmez.
Yapılan haberlerde adamakıllı izlendiği zaman görülecektir ki. Kanal sahiplerinin kendi çıkarlarına ters giden her şeye kaşı olunur. Adamların birinci sunduğu haberle beşinci sırada sunduğu haber yüz seksen derece zıtlık içermektedir. Ama vatandaş ülke insanı enayi dir ya sözüm ona yutarlar. Yutturduklarını zannederler. Alışmışlardır çünkü her isteklerinin yapılmasına. Ülke içerisindeki tüm kaynakların kendilerine çalışmaya devam etmesi, onları hiç ama hiç rahatsız etmez. Ne zaman ki borunun ucu azıcık daraltılmaya çalışılsa veryansın edilir. Tamtamlar çalmaya başlar. Düdükçüler düdüklerini ellerine alır hazır kıta beklerler.
Utanılacak bir durum ama ne yaparsın gerçek olan görünen de bu. Çarenin yalnızca ülke insanının bilinç düzeyinin en üst seviyeye çıkarılmasında olduğunu düşünüyorum. Halkımız üzerinde oynanan kötü oyunu halkımızdan başka bozabilecek bir güç olduğuna inanmıyorum.
İsmail DAĞ
#