Deniz Baykal CHP ve Şeytan

Mustafa Hamdullah ERGİN

Atatürk'ü Karşılama

Atatürk Yeni Meclis'in Açılışında

Atatürk,Annesi Zübeyde Hanım

Eşi Latife Hanım

Atatürk Annesi Zübeyde ve

Eşi Latife Hanım

Deniz Baykal CHP ve Şeytan

Mustafa Kemal’in ölümünden sonra(Mustafa Kemal Cumhuriyet Halk Fırkası’nı kurmuştu.) Kendisi Bizzat Ordular Komutanı (Genel Kurmay Başkanı) Mareşal Fevzi Çakmak tarafından TBMM 2. Cumhurbaşkanı seçtirilen İsmet İnönü, daha sonra Paşam siz yaşlandınız yerinizi gençlere bırakın dediği, Mareşal Fevzi Çakmak’tan bir yerde ima yollu istifa etmesini istiyordu.

Milli Şeflik döneminde halka yani bu nezih Türk Milletine o kadar çok çektirdiler ki neler yapmadılar. Ellerindeki yetiştirdikleri mahsulü alıp bir araya topladılar. Halkın eline Ekmek alabilmesi için karne verdiler. Evdeki nüfusa göre Ekmek alıyorlardı.

Evde, Camii Şerifte veya başka bir yerde Kur’anı Kerim veya Kur’anı Kerim Elifbası(Supara)dahi görseler hemen tutukluyorlardı. Köylere bir tek Jandarma dahi çıksa korkudan kaçacak yer aradıklarını anlatıyorlar, Atalalarımız.

Mustafa Kemal döneminde bastırılan metal ve kâğıt paralar değiştirilmiş, üzerinde İsmet İnönü’nün olduğu paralar tedavüle çıkarılmıştı. Ezanı Muhammedi Türkçe okutuluyor, Namazda dahi okunacak surelerin Türkçe olması isteniyordu.

Bunlar öyle insanlar ki; değil kendilerinde akrabai taallükatlarında bile şeref isminde biri yoktur ve Şeref diye de isim koymazlar. Zira kendilerinde veya akrabalarında şeref var derler. Diye korkarlar.

Yatırım yapmak için krediye ihtiyaç duyulunca, Avrupa tek partili hayattan çok partili döneme geçilmesini istemişti. Nihayet çok partili hayata geçilmesi için, CHP nin içinde bulunan ve diğerlerine göre biraz daha ılımlı olan Menderes ve arkadaşları tarafından parti kuruldu. Fakat rejim aynı kalmak şartıyla diye aralarında anlaşmışlardı. İktidara bir siz, bir biz geliriz amma rejim aynı kalacak diyorlardı.Diye yazıyor. Eşref Edip’in Türkün Kara Kitabı’nda.

Derken bütün itirazlara ve karşı koymalara rağmen DP iktidara geldi. Seçim öncesinde halkın içine Galip Hoca takma adıyla karışıp rey isteyen Celal Bayar (Mason) getirildi. (Celal Bayar Mason olduğu için 27 Mayıs 1960 ihtilal’i sonrası. Mason locasının isteği doğrultusunda astırılmadı.)Celal Bayar; Başvekil(Başbakan)olarak Adnan Menderes’i seçti.

Menderes’in Başvekil’liği sırasında, bir konuşma sonrası bugünkü çok iyi tanıdığımız ve her zaman kötü rolde oynayan Deniz Baykal; Başvekil(Başbakan)Menderes’in yanına gelerek Kravatından tutup, demokrasi istiyoruz demişti. Başbakanda cevaben bundan daha iyi demokrasi mi olur? Başbakanın Kravatından tutup çekiyorsun diye cevap vermişti.

İnönü’nün elinden daha sonra genel başkanlığı Bülent Ecevit aldı. Bülent Ecevit’te ötekiler gibi uğraş verdi. Cemal Gürsel’in Hükümet ve Devlet Başkanı olduğu zamanda, Çalışma Bakanı iken Türkiye’ye Lions ve Rotary kulüplerini getirdi. Yani Mason Localarını. İşin doğrusu Siyonist Yahudi’nin Türkiye’de yapılması gereken askerliğini yapacak olanların toplandığı yer.(Bülent Ecevit’te Bilderberg Masonu’dur.)

Ecevit’in elinden genel başkanlığı Baykal aldı. Zaten şimdiye kadar halka yaptıkları mezalimden dolayı artık tek başlarına iktidar yüzü göremiyorlardı amma Koalisyon Hükümetlerine giriyordu. Herkesin malumudur, çekiliyorum diyordu. Döviz düşüyordu. Para babası adamları yeterince döviz alınca, Koalisyona devam diyordu. Adamları da almış olduğu dövizleri bozdurup paralarına para katıyorlardı. Ellerindeki para da yine Devletten düşük krediyle almış oldukları paralardı.

İnönü gitti, Ecevit gitti, sıra Baykal’a geldi. İnönü İslama çok saldırmıştı. Ecevit Merve Kavakçı’ya şuna haddini bildirin demiş, daha sonra kıvırıp bana öyle söylememi emretmişlerdi demişti. Parti genel başkanları içinde de en zengin olduğu halde kendini gariban göstermek için kendi resimlerini siyah-beyaz bastırıyordu.

Cenaze taşınırken;”Kahrolsun Şeriat”diye bağırıldığı zaman. Oradaki Cemaat(Kortej)yapacağı mesele şu idi. Bir Ölünün Gasl(Yıkanma)edilmesi, Tekfin(Kefenleme)edilmesi, Defn veya Defin(Gömülmek)edilmesi İslamın ve Şeriatın emridir. Mademki böyle diyorsunuz. Alın ölünüzü ne yaparsanız yapın. Deyip ölülerini bırakıp gideceklerdi. Yahut ta ölmeden önce Ateist(Hiçbir şeye inanmama dini)Aziz Nesin gibi. Ben ölünce kazın bir çukur gömün. Demişti. Onun gibi kazıp bir çukur içine atsalardı.

  Aslında bana kalsa Ceddimin, Atalarımın Mübarek Şehit kanlarıyla sulanmış bu güzide Ülkemde değilde ülkemin dışında herhangi bir yere bir çukur kazılıp atılmasını isterdim.

Yüzde 99 u Müslüman olan bir ülke diyorlar amma bir avuç dinsizlik dininde olan, Gafiller ve Eraziller güruhu İslam düşmanları tarafından idare edilmeye çalışılıyoruz. İktidarda olmasalar bile muktedir olmaya çalışıyorlar.

Şeytan ise; Allah Teala’nın Emir ve Yasaklarını dinlemeyen, Cinler ve İnsanlardan olan herkese denir. Çünkü Allah(C.C.) emrine uymamışlardır.

Yukarıdan beri anlata geldiklerimizden maada acaba PKK nasıl hareket ediyor. İslam düşmanı, Vatan Haini, Şeytanlaşmış eraziller ve gafiller güruhu aralarında hiçbir fark yok.

Baykal acaba şimdiye kadar olanları veya yaşananları bilmiyor mu? Firavun, Nemrut Ebu Cehil, Ebu Lehep neredeler Sende onların yanına gitmeden evvel, Gel Tecdidi İman et. Bari sen onların yanına gitme! Bu yaptıklarınızla CHP yi tam bir İslam Düşmanı haline getirdiğinizi bilmiyormusunuz? Döneminizde 8 yıllık eğitimi şart koşup, Müslüman çocuklarına dinini yani İslamı öğrenmekten alıkoymak için suyu baştan kesmeğe çalışan sizler değilmisiniz

Peygamber Efendimiz (S.A.V.)” Evlatlarınızı altı(6) yaşında Namaz kılmaya alıştırınız. On (10) yaşına geldiklerinde kılmazlarsa hafifçe dövünüz.”diyor.Onbeş yaşından sonra,O yavrulara ne öğretilebilir.

Baykal;40 yıl evvel Türban var mıydı? Diye soruyor.40 yıl evvel değil 1400 yıldan beri var. Amma Örtü, amma Başörtüsü, amma Yemeni, amma Eşarp, amma Türban densin. Adına ne denirse densin. Hanımların başlarını örtmek için kullandığı malzemedir. Ne ile örterse örtsün. Adı ne olursa olsun. Sizlerin yaptığı İslam düşmanlığıdır. Öyle Atatürkçülüğün arkasına da saklanmayın. Zira M.Kemal’in Annesi Zübeyde Hanım ve Eşi Latife Hanımın da başları örtülüydü.

Sizlerin Laikliğe karşı dediğiniz hadiseyi asıl sizler yapıyorsunuz. Herkesin açık veya kapalı gezmesi veya fikirlerini beyan edebilmesi, Demokrasi ve Laik’liğin gereğidir. Sizler buna mani olduğunuz yetmiyormuş gibi bir de karşı çıkıyorsunuz Aslında sizin yaptığınız Atatürkçülük değil, Atatürkçülük adı altında İSLAM DÜŞMANLIĞI oynamaktır. Yazıklar olsun sizlere ki; Bu Nezih Millet’in verdiği paralarla onlara karşı kin ve nefretinizi kusuyorsunuz.

Aslına bakarsanız bunca yıldır Laikliğin tam bir tanımını yapabilen yok. Ali Fuat Başgil kitabında; Laiklik demek Dinsizlik demek değildir. Diyor. Laiklik ise, Mustafa Kemal Atatürk’ün hastalığından istifade ederek Anayasaya koyan İsmet İnönü’dür. Fransa’dan alınmasına rağmen tamamen apayrı bir tanımla uygulanmakta veya öyle uygulanması istenmektedir.

Devlet Dairelerinde Resmi bir işlem yapmak istediğiniz zaman 65 yaş’ın üstünde olanlardan Doktor Raporu isteyip, Akli Muvazenesi yerinde mi, değimli diye soruyorlarken, acaba Baykal’dan böyle bir rapor istediler mi? acaba. Çünkü abuk sabuk konuşuyor.

Merhum Mehmet Akif Ersoy şu dizelerinde bunu yıllar evvel ne güzel izah etmiş.

Bacımın örtüsü batmakta rezilin gözüne,

Tükürsem Billahi yüzüne, yazıktır tükrüğe.

Şimdi sizinle diğerleri arasında ne fark var. Allahü Tealanın yarattığı birer mahlûksunuz vede öldüğünüz zaman eğer Tecdidi İman etmeden giderseniz sizin Cenaze Namazınız kılınmaz. Kılanlar da İndallahta günaha girer.

Bibliyografya(Kaynakça):Safahat-Mehmet Akif Ersoy,Türkün Kara Kitabı-Eşref Edip,Mason Diktatörlüğü-A.G.Michel

Bir dahaki yazımda buluşuncaya dek. Kalın Sağlıcakla.