Yerelması pazarda
17. Yüzyılda Almanya'ya ve İngiltere'ye geçen yer elması 19. yüzyılda İstanbul ve çevresinde üretime başlanmış Akdeniz, Ege, Marmara ve İç Anadolu'da yer yer üretimine rastlamak mümkün.
1,5-2 m. kadar boylanabilen yerelması bitkisi ayçiçeğine benzer; ama yaprak ve çiçekleri daha küçüktür. Yazın açan sarıçiçekleri iri papatyaları andırır.
Yerelması satıcısı Yılmaz Kolsuz: “Yerelmasının birkaç çeşidi vardır. Bunlar yumrusunun şekli ve kabuk rengine göre gruplandırılırlar. Kabuk rengine göre kırmızı ve sarı kabuklu olanların yumruları girintili ve çıkıntılı olup şekilsizdir. Sarı kabuklu olan yer elması ise daha çok yemeklik olarak kullanılır. Yumrular patatese benzer, oldukça iri ve düzgündür.
Yer elması ekonomik açıdan fazla önemi olmayan bir sebze olmasına rağmen çiğ olarak tüketildiğinde Diyabet(Şeker hastası)iyi gelir. Pişirildiği zaman şeker hastalarına yaramamaktadır. Zira içinde bulunan asit 25 derece ateş veya ısı ile reaksiyona girince şekere dönüşür. Bunun için şeker hastalarının çiğ olarak yerelmasını tüketmesi tavsiye edilir.
Yer elması patates gibi yüksek oranda nişasta ve şeker içerir. Kuru madde oranı %30-50 arasında değişir. Yer elmasının verim ve kalitesi toprakta kaldığı süreye bağlı olarak değişir. Toprakta ne kadar uzun süre kalırsa tadı ve kalitesi istenilen düzeye ulaşır. İlk turfanda 5TL’ye satılır iken, şimdi 2 TL’den satıyoruz.”dedi.
Mustafa Hamdullah ERGİN