Geri

Küresel Güç ,Ortadoğu ve İran



Ömer ERDEM Ömer ERDEM

Ortadoğu kavaramιnιn geçtiğimiz yüzyιlda batιlιlar tarafιdan icat edilmiş bir kavram olduğunu daha önceki bir yazιmιzda ifade etmiştik. Yüzyιl önce İngilizler tarafιndan her kabileye bir „devletçik“ vererek despotik yönetimlerle halkι basarak oluşturulan bu coğrafya ikinci cihan harbinden itibaren başkaca emperyalist güçlerin hedefi haline geldi. Yani sadece sömüren değişmişti. Belki bir nebzecik de sömürünün tarzι değişmişti, hepsi bu.
Son zamanlarda ilgili coğrafyada meydana gelen hadiseleri hemen herkes kendi cephesinden yorumlamaya çalιşarak anlamaya çalιşmakta. Bu konuda yapιlan bir çok değerlendirmenin arasιnda kuşkusuz en revaşta olanι „Arap baharι“ nitelemesidir.
Değişen dünya koşullarι, iletişim çağιnιn getirdiği kolaylιklardan da hareketle bölgede yaşanmakta olan hadiseleri şöyle okumak mümkündür:

1-Yarιm asιrdιr baskιlanan halklar ama özellikle de genç nesiller sosyal medyanιn da etkisiyle daha müreffeh ve daha özgür bir hayat sürmek için harekete geçmişlerdir.
2-Diktatör Arap yönetimleri ülkelerindeki zenginlikleri küçük bir azιnlιğa sunup halklarιnιn büyük bir kιsmιnι bile-isteye fakir bιrakmιş ve yoksullukta çekilmez hale gelince patlama olmuştur.
3- Küresel sömürgeciler ilgili yandaş diktatörlerin modasιnιn geçtiğini düşünerek fazlaca insan zayiatι ve nakit maliyetine yol açmadan üstelik özgürlük ve demokrasi bağιşlamak gibi iksirli kavramlarla mevcut halklar içerisinden kendi menfaatlerini önceleyecek yeni bir düzen oluşturma hevesi.
Yukarιda sayιlan sebeplerin bence hepsi de mevcuttur. Bunun etkileme yüzdesini verebilecek bir ölçü elimizde mâlesef yok. Ancak buna rağmen vicdanlι bir insan olarak bu coğrafyada meydana gelen hadiselerin bölgenin hayrιna olmasιnι diliyoruz.
Burada bizim üzerinde durmak istediğimiz esas konu Türkiyemizin tavrιdιr. Burnumuzun dibinde gelişen bu olaylara Türkiye Fransιz kalmamιş ve bu konuda sadece ülke çιkarlarι denen naif kavrama sιğιnarak küresel güçlerin yedeğine girmemiş tam aksine kendisine özgü „özgün“ bir dιş poltika üreterek hem bölge halklarιnιn zarar görmesini engellemeye çalιşmιş hemde diğer yandan küresel güçlerin olasι işgal heveslerinin önüne set olmaya çalιşmιştιr.
Daha 3-5 yιl öncesine kadar küresel güçlerin yan göze aldιklarι Beşsar Esad için (Suriye için) büyük bir çaba sarfetmiş düştüğü kuyudan onu çιkarmak için sağlam bir ip sarkιtmιş ancak ikbal ve saltanat için gözü dönen Esad tιpkι selefi olan yarι deli Saddam ve Kaddafi gibi ipe tutunup selamete çιkacağιna ipi boynuna dolamayι tercih etmiştir.
İran, Bir leş-miş milletler güvenlik konseyinde ilave yaptιrιmlarla karşιlaşιnca sadece Türkiye ve Brezilya buna karşι durma basiretini gösterebilmişti. İran yönetiminin kendi ülkesinin çιkarlarι adιna gerek PKK konusunda ve gerekse füze kalkanι ile ilgili durumda yapmakta olduğu hiç de şιk olmayan açιklamalar bir yana sadece kendi çιkarι için kendi halkιnι bombalayan bir caniyi desteklemesi kabul edilebilir bir durum değildir. Her zaman mazlumun yanιnda yer aldιğιnι düşündüğümüz İran yönetimi Suriye poltikalarι sayesinde İslam coğrafyasιnda hιzla irtifa kaybetmeye başlamιştιr. İran kendi mezhep hegomanyasι ile bölgede önemli bir hinterland oluşturma gayreti içerisindedir. Böylesi bir heves ilk bakιşta İran için makul de görülebilir. Ancak vicdansιzlιkla suçlanan (ki öyledirler) küresel güçlerle aynι gözede buluşmasι bu coğrafyanιn mazlum halklarιnιn gözünden kaçmamaktadιr.
Türkiyemiz Suriye konusunda Arap ligi ile birlikte aldιğι yaptιrιm kararlarιnda bile üstelik de en etkili onlar olmasιna rağmen sιrf Suriye halkι zarar görmesin diye su ve elektrik konusunu devre dιşιnda tutmuştur. İşte vicdanlιlιk ve işte şahsiyetli politika bu dur. Zira çιkar için her yolu mübah görmek sömürgeciliğin birinci kuralιdιr.
Ülkemizde kendine aydιn denen ama kafalarιnιn yarιsι karanlιk mebzul miktarda eli kalem tutan eşhas Ak partiye olan kin lerinden dolayι habire hani“ komşularla sιfιr sorun“ olacaktι deyip racon kesmeye çalιşιyor. Sanki komşuda meydana gelen hadiselerden ülkemizi idare edenler sorumluymuş gibi. İktidarιn izlemekte olduğu politika tabiatιyla yerindedir. Zira Suriye konusunda muhtemel bir dιş müdahale ülkemiz için telafisi zor zararlara sebebiyet verebilir. Ancak gözünü kιrpmadan sivil halka ateş açan bir cani ile de devam edilemiyeceği açιktιr. Bu durumda Türkiye yapabileceği en iyi şeyleri yapmaktadιr. Eski Türkiye de bu gibi durumlarda „ne akar- ne kokar“ türden bazι silik açιklamalar yapιlιr ve uluslararasι gücün yanιnda yer alιnacağι en baştan deklere edilirdi. Ama artιk o Türkiye yok. Kendine güvenen, gücünün farkιnda olan dahasι değer krizine giren dünya için yepyeni bir reçete sunabilecek muhteşem bir medeniyet birikimine sahip olan bir Türkiye var. Belki çok klişe olacak ama hani yiğit düştüğü yerden kalkar diye bir söz var ya bizde…
Son 10 yιl içinde memleketimizin katettiği mesafenin ötesinde idarecilerimizin birikim ve özgüveni yukarιdaki sözün çok da yabana atιlmamasι gerektiğini salιk veriyor. Bir zamanlar çok modaydι „eksen“ kaymasι. Eksen- meksen kaymιyor. Kendini kaybeden Türkiye sadece „özbenliğine“ geri dönüyor. Hepsi bu. Yetmez mi? Daha ne olsun.

#

GENEL BİLGİLER

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve - Adapazarı, Adapazrı Geyve Otobüs sefer tarifesi. Geyve otobüsü kaçta kalkıyor? Adapazarından son Geyve Otobüsü, Sefer tarifesi, geyve koop otobüs