Şengül ile röportaj
1)Bize kendinizi tanıtır mısınız?
*1970 Geyve doğumluyum. İlkokulu, Kazımpaşa İlköğretim okulunda, Lise eğitimimi İmam Hatip Lisesinde aldım. Sonra Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü tamamladım.
1996 yılında 8 ay süre ile özel bir şirkette muhasebe dalı üzerine çalıştım. İstifa ederek 1996 yılında öğretmenliğe başladım. Sırasıyla Karadere Köyü İlköğretim Okulu, Kestane Pınarı Gazi İlköğretim okulu, Alifuatpaşa Cumhuriyet İlköğretim okullarında görev yaptım.
16 yıldır eğitim sektöründeyim. 11 yıldan bu yana idarecilik yapmaktayım. Şu anda ise mezun olduğum İlkokulumda Müdür olarak görevimi sürdürmekteyim.
Evli ve iki çocuk babasıyım.
2)Mesleğiniz hakkında bize bilgi verir misiniz?
*Geri dönüşümü olan ve maddiyatın ötesinde mutluluk veren bir iş yapıyorum. İşimizin karşılığını öğrencilerimizin toplumsal konumlarının her şeyin önünde olduğunu gördüğümüzde alıyoruz. Bu da bir öğretmen olarak bizi mutlu ediyor.
3)Mesleğinizi severek mi yapıyorsunuz?
*Evet, mesleğimi çok seviyorum.
4)Mesleğinizi bize tavsiye eder misiniz?
*Evet, tavsiye ederim. Yapılabilecek en zevkli işlerden birisi olduğunu söyleyebilirim. Ancak bu işi yapmak isteyenlerin öncelikle gönül vermesi gerektiğini düşünüyorum. O zaman başarılı olmanız mümkün olur.
5)Mesleğinizle ilgili unutamadığınız bir anınız var mı? Bize anlatır mısınız?
*Tabi anlatırım. Sınıfta gürültü yaptığı için bir öğrencimi azarladım. Teneffüse çıktığımızda derste azarlamış olduğum öğrencimin okul bahçesinin en uzak köşesinde başını duvara yaslamış bir şekilde oturduğunu gördüm. Başka bir öğrencime yanıma gelmesini söylettim.
Geldiğinde bakışlarından ağlamış olduğunu fark ettim. Ağlamasının sebebini sordum. Aldığım cevapsa gerçekten hayret vericiydi. Babası; ananesi ve dedesini öldürmekten hüküm giymiş, annesi de bu durumdan dolayı başka bir evlilik yaparak kendisini terk etmiş. Bütün yaptığı yaramazlıklarda benim daha çok ilgimi çekmek içinmiş.
Üzüntümü, gizlemeye çalışırken teselli edebilecek yolu ve bu meslekte öğreneceğimizin sınırı olmadığını düşünüyordum.
6)Öğretmen olmasaydınız ne olmak isterdiniz?
*Çiftçi olmak isterdim.
7)Bizim aracılığımızla insanlara vermek isteğiniz mesaj var mı?
*Toplumsal huzurun ön şartı olan; insanların hak sınırının başkaların hakkının başladığı yere kadar olduğunu sizin aracılığınızla vurgulamak isterim.
8)Sizin ilave etmek istediğiniz bir şey var mı?
*Yapılan her işte başarı elde etmek isteyenler için ufak bir hatırlatma; hangi işi yaparsanız yapın işini severek ve isteyerek yaptığınızda başarıyı yakalayacaksınız….
Toplumun ve kişinin sağlığı bireylerin duygusal tatminkârlığına bağlıdır.
Ve son olarak “Hiçbir mazeret, başarının yerini tutamaz” diyerek bitirmek istiyorum.
9) Bu güzel sohbet için teşekkür ederim.
*Ben teşekkür ederim.
Nagihan DEMİRLER