Geri

KIBRIS BARIŞ HAREKATI ve KADDAFİ

Kıbrıs Adası fethedildiği zaman orada yaşayan Katolik Rumlar vardı. Türkiye’den de Konya Karaman yöresinden Türkler Kıbrıs’a gönderilerek orada iskân edildi. Gönderilen bu Türkler adanın ilk Türk sakinleridir.
Mustafa Hamdullah ERGİN Mustafa Hamdullah ERGİN

Türk ve Rum Milletlerinin adadaki huzur ve sükûnunu temin etmek garantörlüğünü 1959 yılında yapılan bir antlaşma ile devlet olarak; Türkiye, İngiltere ve Yunanistan üstlendi. İki millet bir arada yaşarken, bir bölümde İngiliz’lere Üs olarak kiraya verildi.

Daha sonra İngilizler, Yunanistan’dan buraya Rumları doldurup iskân etti. Yunanistan; meşhur Megalo İdeası’nı gerçekleştirmek için işe koyuldu. EOKA’cı Nikos Sampson Kıbrıs’ta devrim yaptı. Yunanlı Rumları adaya yığmağa,yuvalanıp korunaklar etmeğe, adada bulunan Türk halkına zulümler yapmağa başladı.

Gittikçe azıtan Rumların karşısına; Türk Mücahitler çıktı. Birkaç dönem, İnönü hükümeti ve Demirel Hükümeti’nin gönderdiği gemiler Akdeniz’e inmeden geri çevrildi.

Ta ki 1974 yılı gelinceye kadar. Yıl 1974 MSP-CHP Koalisyon Hükümeti iktidarda Erbakan-Ecevit. Başbakan Ecevit, Erbakan Başbakan yardımcısı. Kıbrıs’taki Rum baskısı fazlalaşmış ve devamlı Türklerden kadın-kız-çocuk-erkek demeden öldürülüyor. Kıbrıs’a Türkiye’nin garantör devlet olarak acilen müdahale etmesi gerekiyor.

Alınan kararla Ecevit yurt dışına yollanıyor. Çıkarma yapacağız gerekli araç gereci bulması için. Dışişleri bakanı İngiltere’ye gönderilir.

İngilizler: “Türklerin adaya çıkarma yapacak gemileri varmı?”der. İstenilen yardım alınamayınca. Daha evvelce anlaştıkları parola devreye sokulur. Dışişleri bakanının kızının adı; Ayşe’dir. “Benim İngiltere’deki işlerim uzun sürecek benim kız Ayşe’de tatile çıkmak istiyordu. Ayşe tatile çıksın.”dedi. Aslında bu bir parola idi ve parola alınıca derhal çıkarma gemileri ve uçaklar rotalarını Kıbrıs’a çevirdi.

Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan hemen sonraki günler durumumuz çok kritik bir haldeydi. Türk Silahlı Kuvvetleri adaya başarılı bir çıkarma yapmış ve oradaki Türkleri kurtarmıştı.

Onuru kırılan Yunanistan ayaktaydı. Türk-Yunan savaşı her an patlayabilirdi.

Türkiye’nin böyle bir savaş için silahlı kuvvetleri hazırdı ama ciddi silah eksikliği vardı.

Taner Baytok; o dönemde NATO’da görevli bir diplomattı.

Hükümet, İran ve Irak’a silah için başvurdu. İran biraz oyaladı ve daha sonra bazı uyduruk zamanı geçmiş malzemeler gönderdi.

Irak: “Sizin istedikleriniz bizde yok. Ama Libya’da var.” deyince Dışişleri Bakanlığı Libya ile hemen temasa geçti.

Libya ise; Muammer Kaddafi’nin kapattığı ABD üssünde bol miktarda silah ve malzeme olduğunu ve bu malzemeleri derhal gönderebileceklerini bildirdi.

Kısa bir süre sonra da 4 uçak dolusu silah ve malzeme Türkiye’ye gönderildi. Hatta öyleki Kaddafi uçağa yüklenen roket ve uçaksavar mermi sandıklarını bizzat omuzuna alarak uçağa yüklenmesinde yardımcı oldu.

MSB Hasan Esat Işık; Baytok’u yanına çağırıp Libya lideri Kaddafi’ye teşekkür mektubu gönderilmesini bildirdi. Ardından da Libya’ya gitmesini ve yeni silah isteğimiz olduğunu ilet talimatını verdi.

Genç diplomat bakana şu öneride bulundu: “Efendim, gönderilen ve yeni alacağımız silahların parasını da vereceğimizi bildirelim.”
Bakan bu öneriyi kabul etti ve Baytok Libya’ya uçtu.

Baytok Libya genelkurmay başkanına Türkiye’nin silahların parasını ödemek istediğini iletti ve yeni silah isteğinde bulundu.

Libya Genelkurmay Başkanı: “Sizden kesinlikle para almayız. Depolarda ne kadar silah, malzeme varsa hemen gönderelim. Hatta Uçak Filolarımız da sizin emrinizdedir.” dedi.

Heyetteki Türk subaylar üsse giderek işe yarayacak silah ve malzemeleri belirledi. Bunlar 4 DC 9 uçağına yüklenerek Türkiye’ye gönderildi.

Bütün bunlar Kaddafi’nin kesin emri ile olup bitmişti.

Daha sonra aradan zaman geçti. Harekât bitti.

Baykal bir heyetle Libya’ya götürüldü. “Kaddafi’nin çevresi öyle kalabalık ki, sokulmak imkânsız. İte kaka yol açılır ve Deniz Baykal Kaddafi’nin yanına götürülür.

Kaddafi, Baykal’a iltifatlarda bulunur. Türklerle gurur duyduğunu söyler. “Birkaç gün kalın, konuğum olun.”diye söyler. Ertesi gün saat 10.00’da randevu verir.

Ertesi gün gidildiğinde; Deniz Bey Kaddafi’ye Kıbrıs harekâtını anlatır.
Kaddafi: “Neden tamamını işgal etmediniz?” diye sorup, sonra da “Eğer Yunanistan kıpırdasa idi size elimizden gelen bütün yardımı yapardık” dedi.

Libya lideri, Baykal’dan ‘Ben askerlerle yemek yiyeceğim. Siz de gelin ve onlara Kıbrıs harekâtını anlatın’ diye ricada bulundu.

Baykal: “Sevinerek kalırız ama uçağı kaçırırız.” dedi. Bunun üzerine Kaddafi: “Önemli değil, benim uçağımla gidersiniz.” deyince kaldık.
Sonra Türkiye’ye Kaddafi’nin uçağıyla döndük.

Ben bir diplomat olarak Türkiye’nin çok zor günlerinde Kaddafi’nin gösterdiği bu dostluğu hiç unutamam. Bunu bir vefa borcu olarak anlatıyorum.”diye anısını anlatır diplomatımız.

Evet o dönemde Kaddafi hiçbir ülkenin yapmadığını yapmıştı Türkiye için.
****************

İnsanoğlu çiğ süt emmiş geçmişi ne çabuk ta unutuveriyor.

Bu gün Kaddafi’yi NATO ve ABD propagandasına takılarak karalayanlar bilsinlerki, Libya’da kişi başı milli gelir 11 bin dolar yani Türkiye’den daha fazla hatta bazı Avrupa ülkeleriyle bile eşit ekonomisi her yıl büyüyen ülkeler arasında idi.

Bunun yanında tüketim malları ucuz, Libya’da aç insan yok. Dilenen kişi yok. Devlet vatandaşını himaye eder, bakar. Libya’da okuyan her öğrenciye burs verilir başarılı olanlar yurt dışına gönderilir. Devlet verdiği parayı geri istemez.

Ev fiyatları düşüktür, herkese ev sahibi olması için kolaylıklar yapılır. Evlenen çiftlere uygun fiyatlara ev verilir Devlet tarafından.

Kaddafi başa geldiğinde petrolü kamulaştırdı. Kendinden önce petrolü işleten İngiliz ABD ve Avrupalı firmaları başa gelince ülkeden çıkardı. Avrupalı şirketlere kapılarını kapattı.

Kıbrıs harekâtında Türkiye’ye maddi manevi yardım yaptı.

Şimdi bunu okuyan derki eee bunlar niye NATO ve yabancı güçlerle birlik olup, böyle bolluk ve rahatlığın olduğu yerde isyan etti.

El cevap: Rahatlık battı. Rahatlık. Şimdi onlarda Irak’ın durumuna düşerlerse hiç şaşırmayalım.

Amerika’ya karşı dik duran Liderinize bunu mu layık gördünüz?
Müslüman bir ülkeyi daha yıkmayı başardılar.

Iraklılar nasıl pişman oldularsa onlarda olacaklar.

Amerika’nın bugüne kadar karıştığı hangi oyununun sonu güzel bitmiş bakın diğerlerinin başına gelenlere rezillikler ve esaret gerçek müslüman, müslüman bir insana bu eziyeti yapmaz.

Bugüne kadar kimseye ihtiyacınız olmadan yaşadınız, nankörlüğün karşılığı hiç bir zaman güzellik olmaz, olamaz.

ALLAHÜ TEÂLÂ sonunuzu hayır etsin.

YAZIK
Nankör halk diye buna denir. Kaddafi diktatörmüş. Pekâlâ, şimdi ne oldu da Kaddafi emperyalistleri böyle kızdırdı?

- Monarşiyi kaldırdı.
- Petrol gelirlerini milli gelire dâhil etti.
- İngilizleri kapı dışarı edip Petrolu millileştirdi.
- Arap sosyalizmini savunup, Arapları birleştirmeye çalıştı.
- Libya yurttaşlarına krediyi sıfır faizle verdi.
- Öğrencilere yaptıkları tahsile göre ortalama ücret ödedi.
- İşsizlere iş bulana kadar tam ücret ödedi.
- Evlenen çiftlere bedelsiz olarak konut verdi.
- Yurt dışında tahsil yapanlara 2 bin 500 Euro harçlık yanında, barınmak ve araç yardımı yaptı.
- Ülkede otomobiller fabrika maliyetine satıldı.
- Libya’nın kimseye tek sent kredi borcu yok.
- Eğitim, tahsil ve sağlık hizmetleri tüm yurttaşlara bedelsiz.
- Nüfusun yüzde 25i yüksek tahsilli.

- Son bombalama olaylarına kadar sokaklarda evsiz veya dilenci bulunmamaktaydı.

İnsanlar artık satılmaya mahkûm olmuşlar, ne vaatlere kanmışlar ki gözleri dönmüş taki ABD-NATO güçleri karılarına kızlarına tecavüz ettikleri zaman akılları başlarına gelecek, yazıklar olsun böyle bir millete.

Müslümanlıkla alakası yok bu insanların.

MEKÂNIN CENNET OLSUN KADDAFİ.

Mustafa Hamdullah ERGİN

hamdullahergin@gmail.com
mh_ergin@hotmail.com

GSM: 0 542 250 44 90
" : 0 534 404 77 55
OFİS: 0 264 517 52 90

#

GENEL BİLGİLER

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve - Adapazarı, Adapazrı Geyve Otobüs sefer tarifesi. Geyve otobüsü kaçta kalkıyor? Adapazarından son Geyve Otobüsü, Sefer tarifesi, geyve koop otobüs