Türklerde 11.Y.Y'dan günümüze değişen ne ?
11
,yüzyılda yaşamış Endülüslü bilgin İbni said,Tabaka tül ümum adlı eserinde milletleri ikiye ayırır.1
-Bilimle uğraşanlar ( Hint,İran,Yunan,Roma,Arap2
-Bilimle uğraşmayanlar (Türkler,Mogollar,Çinliler )Gerçektende genel olarak çevremize baktığımızda halkımızın insanlarımızın ençok neyle ilgilendiği ilgisini nereye yönlendirdiği hususunda İbni said i pekte haksız çıkarmıyor.Bizim halkımızı ,çevremizi - çalgı çengi ,türkü ve futbol çok yakından alakadar ettiği ve bu sayılanların bilime katkısı daha henüz ispatlanamamışken! bunları hayatımızın merkezi noktasına yerleştirmişiz.Oysaki bilimle uğraşmanın yolu okumaktan geçer.
Okumakla bizim ve çevremizin arası nasıl?Bilindiği gibi insanın öğrendiğinin %80'iokuma yoluyla karşılanır olduğu halde MEB gençler arasında yapmış olduğu araştırmaya göre son bir ay içerisinde gençlerin %61'i hiç kitap okumamış.Bilgilerimizi istatiksel olarak bir yıl içerisinde alıp yayarsak -genelleştirirsek altı Türk'ün bir sene içerisinde yanlızca bir kitap okuduğu,buna mukabil durumu diğer milletlerle karşılaştırdığımızda :
bir Fransız: 7; İsveçli: 10; bir Japon vatandaşıysa senede 25 kitap okuyor.
Zaman denilen mefhumun aslında insan ömrü içersinde sınırlı olduğu,bir ömürlük insan ömrü değilde,insanın birgün içersinde ne yaptığı şeklinde değerlendirirsek;çalışma,uyuma,yeme içme gibi ihtiyaçlarımızdan arta kalan zamanı büyük çoğunlukla televizyon izlemekle geçirdiğimiz meydana çıkıyor ki yapılan son araştırmalar
Türkiyede T.V. izleme oranının günlük 3,5 saatten 4 saate çıkarak dünya 2.liğinden dünya 1.liğine yerleştiğimiz meydana çıktı.
Kitap-okuma-araştırmayla olmayan ileşkimiz bu konuya harcadığımız paraylada alakalı!çünki
bir Norveçli kitap için yılda 137 dolar - bir Alman 122- bir İsveç,Avusturalya,Belçikalı 100 -bir Amerikalı 95dolar harcarken Türkiye 0.45 dolar harcıyorki bu 1.3 dolar olan dünya ortalamasınında çok altında bir rakam
Ülkemizde insanlar askeri ücret altında yaşamaya mahkum edilmişken kitap almaya para yetmiyor gibi bir itiraz yükselse onlarada şunu söyliyebiliriz.1996da kütüphanelerdeki okuyucu sayısı 22 milyon küsur iken ,bu sayı 2001 de 11.6 milyona geriledi.Ülkemiz her nekadar kütüphane sayısı açısından fakirsede kütüphane önlerinde kuyruklar oluşmadığı muhakkak!
Neden acaba Almanya'da 11bin, İspanya'da5bin, Fransa'da 4bin olan kütüphane sayısı ülkemizde 1500 civarlarında.Neden 65bin kişiye bir kütüphane düşerken neden sadece 95 kişiye bir kahvehane düşüyor
#