Akıncı Köyünde eylemler sürüyor
“Akıncı köyü ve Vadileri Koruma Derneği” Başkanı Kamuran Tan ve Yönetim Kurulu Üyelerinin organize ettiği; köyün yakınlarında kurulu olan taş ocaklarının ve orman işletmesinin uygulamalarının verdiği zararların anlatıldığı toplantı dernek lokalinde yapıldı.
Toplantıya; Sakarya LÖSDER Başkanı Nihal Akar, SADEP (Sakarya Düşünce ve Eylem Platformu) temsilcisi Niyazi Atasoy, Eğitim Sen Temsilcisi, Toplum Gönüllüleri temsilcileri, SAGÜSAD temsilcisi, Bağlarbaşı Köyü Kalkındırma Derneği Başkan ve Üyeleri, Akıncı Köyünden gönüllüler katıldılar.
Dernek Başkanı Tan yaptığı konuşmasında şunları söyledi:
“ İstirahat günlerinde fedakârlık yaparak davetimize uyarak gelen konuklarımıza hoş geldiniz diyorum. Yola çıkarken; Dünya için bir şeyler yapalım dedik. Geyve Boğazındaki taş ocaklarında, doğa katliamının en gaddarını yapmışlardır. Yola çıkışımız sadece Akıncı Köyünü kurtarmak için değildir. Çevremizde yapılanlara yetkililer sadece seyirci kalmışlardır.
Yaptıklarımızla; Geyve Boğazı taş ocağı boğazı olacaktı, engelledik. Taş ocakları ile yaptığımız mücadelemizi, gelen hocalar ve bilirkişiler göremediler. Girişimciler, arkalarına siyasileri, spor kulüplerini alarak güçlendiler. Taş ocağında patlama yapıldı, hal denetim noktasının ve araçların camları kırıldı olay ile ilgili olarak tutanak bile yapmadılar. Boğazda her yıl heyelan meydana gelir, bunları meteorolojik nedenlere bağlıyorlar. Patlamaların olayları tetiklediğini anlamaya başladılar. Geyve Boğazının sit alanı haline getirilmesi için tutulan raporlar var. Yüksek Gerilim hatlarını 1 km. yakınına taş ocağı izni verilmemesi için TEAŞ rapor verdi. Orman İşletmesi yaptığı çalışmalar ile sadece Geyve halkına değil, tüm bölgeye zarar veriyor. Taş ocağının neden olduğu zarar biliniyor iken, zararları yok eden ağaçlar ve yeşil bitkiler biliniyor iken, binlerce ster ıhlamur, meşe, kayın nedensiz kesildi. Ihlamur ağaçları koruma altında iken 2005 ten bu yana, taş ocaklarına yol yapılırken bu ağaçlar ve anıt ağaç özelliği olan ağaçlar da katledildi. Çevre ve Orman Müdürü köyümüze gelerek ve köy muhtarımız ile iş birliği yaparak ormanın yaptığı tahribatı ört bas etmeye çalıştılar. Köyde şelale yok, anıt ağaç yok, tüzel kişilik adına talep yok dediler, tutanak yaptılar. Müdür Nurettin Taş olmak üzere hepsine dava açtık. 2010 yılında destekçilerimizin yardımları ile Geyve Boğazı sit alanı haline gelecek.”
SADEP Temsilcisi N. Atasoy kısa konuşmasında:
“ Otoyol insanları hasta etti. Bunun bedelini kim ödeyecek? Karasu’ya liman yapıldı sahil elden gitti. Limana yassı demir fabrikası kurulacakmış, kirlilik artacak. Gemi sanayisinin alt imalathanesidir buralar, halk bedelini ödeyecek. Sakarya ve çevresi için insana saygılı sanayi biçimi oluşturulmalıdır. İnsana rağmen para kazanmağa çalışmak hiç doğru değil.” Dedi.
Sakarya LÖSDER Başkanı Nihal Akar şunları söyledi:
“Sakarya, Kanser sıralamasında 2. sırada. Burada yaşayan kanserliler varken, hangi siyasetçi veya iş adamı gariban hastalara yardım etti. Sakarya’mıza neler oluyor? Sarper Hocamız toplantıya geldi, yetkililer davet edildi kimse gelmedi. Kafalarını kuma sokmuşlar, onlar yok olacaklar kendilerine gelsinler. 2012 den sonra her 10 kişiden 8 kişi kanser olacaktır. Bölgemiz, Çernobil’den sonra en riskli bölgedir. Bize her gün en az 3 kişi geliyor. İlk olarak “Göbek Bağı Kanseri” vakası ile karşılaştık. Kanserli çocukları bayrama götürmek istedim, belediye benden para istedi. Kanserli çocuklar Hakan şükür’den yardım istediler ses çıkmadı. Bir okul yaptıramadı.”
Toplantıya katılanlar, yağmurlar ve heyelan nedeni ile tahrip olan ve bulanıklaşan açık su havzalarını bulunduğu vadiyi traktör yardımı ile gezdiler.
