Bir Taraklı gezisi..
Pamukova(Akhisar), Geyve, Taraklı, Göynük, Mudurnu, Bolu, Kastamonu ve Safranbolu güzergahı üzerinde olup aynı kuşakta yer alan millet(yerli türk veya manav) ve mimariyi içeren Tarihi “İpek Yolu” veya “Kral Yolu”da denen yolun üzerinde sessiz ve sakin 5.000 nüfuslu bakir kalmış ve göç almayan ilçelerden biri Taraklı İlçesi..
Taraklı, Sakarya ilinin güneydoğusunda, merkeze 65, İstanbul'a 200 ve Ankara'ya 200 kilometre mesafede bir ilçedir. Geyve ilçesine bağlı kasaba iken 27 Haziran 1987 tarihinde ilçe olmuştur.
Bulunduğu konum itibariyle doğusunda Bolu'nun Göynük ilçesine 28 km, batısında Geyve ilçesine 34 km, güneyinde Bilecik'in Gölpazarı ilçesine 30 km olmak üzere konuşlanmış bir ilçesidir. Halkı yerli türktür.
Sakarya da manav türkü denir. Kökeni eskidir, göçmen değildir. Osmanlının Taraklıyı fetih tarihi 1289 yılıdır.
Coğrafi durum olarak 40,4 enlem30.5 boylam üzerinde bulunmaktadır. Civarla olan tek irtibatı karayolu ile olup İstanbul Adapazarı, Beypazarı, Ankara transit yolu üzerindedir. En yakın demiryolu 37 Km'e doğusunda Ali Fuat Paşa' dan geçmektedir.
TARİHİ ESERLER
Taraklı Evleri :
En az Safranbolu evleri kadar ayakta kalabilmiştir. Üstelik Taraklı evleri Safranbolu’dan farklı olarak yemyeşil bir doğanın içinde yer almaktadır. Hıdırlık Tepesi(Hıdrellez zamanında pilav verilen tepe) ve Taraklı Hisarının yamaçları ile bu iki tepe arasındaki vadide kurulu, Taraklı’ya, Göynük cihetinden gelen dere de ayrı bir güzellik katmaktadır. Tarihi evlerin bazılarının 300 yaşın üzerindedir. Bu evlerin genel karakteristiği Osmanlı şehir dokusunu oluşturan üç katlı ev biçimidir.
Yunus Paşa Camii:
Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi sırasında Vezir-i Azamı Yunus Paşa tarafından 1517 yılında yaptırılan Yunus Paşa Camii, kubbesi kurşun kaplı olduğundan, halk arasında “Kurşunlu Camii” diye anılır. Yunus Paşa Camii, kare planlı, tek minareli klasik üslupta inşa edilmiş, güzel bir Mimar Sinan eseridir. Cephe duvarları, ince yontu küfeki(Köveke) taşından inşa edilmiş olup, yine küfeki taşından işlenmiş saçak kornişleri ile sonuçlanmaktadır.
Tarihi Han:
Taraklı, Bağdat Yolu üzerinde olduğundan kervanların Taraklı’da konakladığı ve yılların hiçbir zaman eskitemediği tarihi han yerli ve yabancı turistlere ben buradayım gelin misafirim olun, dercesine ihtişamıyla Taraklı’nın tarihini anlatır.
Taraklı Sokakları :
Tarihi mekânlarımız arasında kalan ve buram buram tarih kokan daracık sokaklar Arnavut Kaldırımı mimarisinde yapılmıştır. Sokaklarda yük taşıyanların dinlenmeleri için dinlenme taşları bulunmaktadır.
Bazı evler yeniden kazandırılmak amacıyla restore edilmektedir.
Tarihi Hamam :
Hamam, ilçe merkezinde, Yunus Paşa Cami’ne yakın bir yerdedir. Hamamın ilk yapıldığı yıllarda, hamamdan çıkan buhar, yakınındaki Yunus Paşa Camii’ni merkezi sistemle alttan ısıtılmasında kullanılmıştır.
Çınar Ağacı:
İlçenin Yusuf Bey Mahallesi’nde 5 asırlık çınar ağacı Osmanlı Kültürünü gelecek nesillere aktarmaktadır. Osmanlı devleti topraklarına kattığı her yerleşim yerine çınar ağacı dikme geleneğinin Taraklı’da da sürdürmüştür. Asırlık çınar ağacı büyük bir yangın tehlikesi geçirmiş, ancak çok büyük bir zarar görmeden kurtarılmıştır.
Hisar:
İlçenin savunulmasında stratejik öneme sahip olan “Hisar Tepesi “ tarihi kalıntılar olan su sarnıçları ile ilçenin kalesi görünümündedir. Hisar tepesi’ndeki iki su sarnıcı MÖ..1000- MÖ..2000 yılları arasını tarihlemektedir.
Su Değirmeni :
Mahdumlar(Matmala) Köyü’nde Gürleyik Suyu başına kurulmuş olan ve halk dilinde “kara değirmen” olarak anılan, beş taşlı su değirmeni köylüler tarafından günümüzde de kullanılmaktadır.
Panayır:
Yüzlerce yıldır devam eden geleneklerden biri ise panayırlardır. Gerçi şimdilerde bunun yerini fuarlar almakta fakat panayırlarda olan sıcak ve sevecen havayı verememektedir. Esnaf ve sanatkarlar ticari mal ve emtialarını pazarlamak bazı insanlarda hünerlerini göstermek halkı eğlendirmek amacıyla kurulan bu panayırlar, Taraklı İlçemizde Eylül ayının 28. 29. ve 30. günleri kurulmaktadır.
Hattat Hafız Saim Özel:
Hattat Hafız Saim Özel taraklı ilçemizde dünyaya teşrif etmiş, İstanbul camilerinde İmam-hatip'liğin yanı sıra mevlüthanlık ve hattat'lık da yapmıştır. Yazdığı hat eserleri Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere de dahi meşhur hale gelmiştir.(Allahü teala rahmetini bol eylesin.)
Foto ve Haber: Mustafa Hamdullah ERGİN