Aziz Duran'dan Hakkındaki İddialara Cevap
Adapazarı Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Duran, son günlerde bazı medya organlarında yer alan ve Kent Park projesinin 1 Trilyon karşılığında Hollandalı bir firmaya çizdirildiği yönünde iddialar içeren haberlere ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
HAYALET İDDİALAR
Başkan Duran açıklamasında ‘Ortaya bir iddia atılıyor. Ama iddianın sahibi yok. Hayaletlere karşı açıklama yapmamız bekleniyor. Bu iddiayı ortaya atıp, ispatını ortaya koyamayanlar müfteridir’ ifadesini kullandı.Duran açıklamasında aşağıdaki ifadelere yer verdi:
“Son günlerde, bazı medya organlarında Kent Park projesinin 1 milyon YTL karşılığında Hollandalı bir firmaya çizdirildiği yönünde iddialara yer verilmiştir. Adapazarı Büyükşehir Belediyesi, Kent Park projesini iddia edildiği gibi 1 Trilyon Liraya değil, 17 Bin 450 YTL’ye hazırlatmıştır.. Ayrıca proje, Hollandalı bir firmaya değil bir Türk firmasına hazırlatılmıştır.
Bu gerçek ve akıl dışı iddiayı ortaya atanlar iddialarını kanıtlayamadıkları sürece müfteridir. Gündeme getirilen iddianın gerçek sahibi her nedense ortalıkta yoktur ve hukuki sorumluluktan kaçmak adına adeta bir hayalet gibi davranmaktadır. Bize karşı, yalan ve iftira kampanyaları düzenleyenler, kendilerini saklama çabasında içinde olmalarına karşın, kimlikleri bizce malumdur. Kamuoyunun bu hayaletlerin gerçek kimliklerini öğrenecekleri zaman çok yakındır.
Ortaya çıkmaktan korkan hayalet tipler, bugüne kadar tüm mücadelemizi hukuk zemininde sürdürdüğümüzü ve hukuk zemininde bizlere hiçbir zarar veremeyeceklerini bildikleri için, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Duran olarak şahsımı ve yönettiğimiz Büyükşehir Belediyesi’ni kamuoyu vicdanında karalamaya çalışmaktadır.
Güneşin balçıkla sıvanması nasıl mümkün değil ise, bu hayalet tiplerin bizlere karşı sürdürdükleri tavır, gerçekleri örtemeyecektir. Kent Park Projesi 1 milyon YTL karşılığında Hollandalı bir firmaya değil, 17 Bin 450 YTL karşılığında bir Türk firmasına çizdirilmiştir. İşte gerçek bu kadar açıktır. Bu iddianın gündeme gelmesine vesile olan sivil toplum temsilcileri ile basın kuruluşlarından ve bu iddiayı duyan hemşehrilerimden ricam, ortaya kim tarafından ve ne amaçla atıldığı meçhul, hiçbir belgeye dayanmayan, akıl dışı ve gerçek dışı iddialara karşı biraz daha ihtiyatla yaklaşmaları olacaktır.
Hayalet yakalanmıştır. Hayaletin yalancılığı tescillenmiştir.
OTELİ VAR İDDİASI
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Duran kendisine ait Antalya'da oteli olduğu yönünndeki iddiaları ise şöyle cevaplandırdı..
Bu vesile ile, 2004 Yerel Seçimleri öncesi, hakkımızda ortaya atılan ‘Antalya’da 2000 yataklı 5 yıldızlı oteli var’ yalanını hatırlatmak isterim. Hakkımızda bu yalanı uyduranlar hiçbir zaman ortaya çıkıp yüzümüze karşı bu iftiralarını seslendirememiştir. Arkamızdan konuşup, dedikodu kampanyaları ile bizi yıpratmayı meslek edinen bu kişiliksiz tipler, aradan geçen 3 yıl içinde değil bu iddialarını ispatlamak, yalanlarına kılıf bulmayı bile becerememişlerdir ve bu iddialarını kanıtlayamadıkları sürece müfteri olarak kalacaklardır.
Son günlerde kulağımıza gelen ve yine kim tarafından uydurulduğu belli olmayan bir başka yalana da dikkat çekmek isterim.
Dedikodu üretmeyi iş edinen ancak ortaya çıkıp iddialarını mertçe seslendirmekten korkan kişiliksiz tipler, ‘Aziz Duran’ın oğlu, Türkiye’de sadece iki kişide bulunan çok pahalı bir otomobil aldı’ şeklinde, akla hayale sığmayacak bir yalan üzerinden bizleri karalamaya çalışmaktadır. Açıkça ifade etmek isterim ki, büyük oğlum Mustafa Duran, Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü mezunudur. Bir uluslar arası firmada yönetici olarak çalışmaktadır. Kullandığı otomobilin markası Opel Vektra olup, şahsına ait değil, firma tarafından kendisine tahsis edilmiştir. Küçük oğlum Mehmet Duran, Sakarya Üniversitesi İnşaat Fakültesi mezunudur ve inşaat mühendisidir. Şu an İstanbul’da konut yapan bir inşaat firmasında şantiye şefi olarak çalışmaktadır. Ve oda büyük oğlum gibi, çalıştığı firma tarafından kendisine tahsis edilen Renault Megane marka bir otomobil kullanmaktadır. Gerçek işte bu kadar yalın ve nettir. Bu iddiayı ortaya atanlar da bu iddialarını kanıtlamadıkları sürece müfteridir.
Ve yine 2004 Yerel Seçimleri öncesinde ortaya atılan ‘Katlı Pazar Yeri’nin Satışı ‘ ile ilgili iddiaların da yeniden gündeme getirildiğine şahit olmaktayız. Katlı Pazar Yeri, deprem sonrası sonucu oluşan şartlarda Belediyenin nakit ihtiyacına binaen, o dönemde esnafın talebi üzerine Sakarya Esnaf Odaları Birliği’ne satılmıştır.
Satış işleminin ardından belediye alacaklarını tahsil etmekte zorlanmış ancak, mahkeme ve icra yoluyla gereken tahsilat yapılmıştır. Belediye bu satış işleminde taraftır. Kurumsal taraf olarak, alacaklarını mahkemenin verdiği karar doğrultusunda icra yoluyla elde etmiştir. Bu satış işlemine yapılan itirazlar sonucu konu mahkemeye intikal etmiş olup, şu an yargı aşamasındadır.
Ama şu çok iyi bilinmelidir ki, yargı aşamasında olan konu bir yolsuzluk ve usulsüzlük davası değildir. Mahkeme tarafından verilmesi beklenen karar, ‘ Sakarya Esnaf Odaları Birliği’nin bir kamu kuruluşu olup olmadığının netleşmesi ile ilgilidir. Büyükşehir Belediyesi, Karasu Özsu Tesisleri’ni icra yoluyla Sakarya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nden olan alacağına mahsuben devralmıştır. Yani bu devralma işlemi mahkemenin kararı ve icra kanalıyla gerçekleşmiş olup, eğer bu işlemle ilgili bir hukuksuzluk iddiası ortaya atılıyorsa, bu iddianın muhatabı Büyükşehir Belediyesi değildir.
Sadece bu konular değil, yine son günlerde dedikodu üretim merkezleri tarafından lastik gibi her tarafa çekilen, benzin istasyonları, çark deresi rehabilitasyonu ve benzeri türdeki dedikodularla ilgili, kimin elinde ne belge, bilgi varsa çıksın ortaya koysun, Büyükşehir Belediyesi’nin yasal dayanağı olmayan bir iş yaptığını söyleyebilecek kimse var ise, çıksın söylesin.
Ve son söz olarak vurgulamak isterim ki,
Aziz Duran bu şehrin seçilmiş Büyükşehir Belediye başkanıdır. Aziz Duran’ın onuru, önce Yüce Allah’a, sonra Sakarya halkına ve yüce Türk Adaleti’ne emanettir. Hakkımızda asılsız dedikodular uydurup, karanlıkta gizlenen hayalet tipler, karşımıza çıkıp mertçe mücadele etme cesaretini gösterebilseler, hukuk zemininde veremeyeceğiz hiçbir hesap yoktur. Ancak ne acıdır ki, karşımızda bir iddia sahibi yok ve biz hayaletlerin uydurduğu dedikodulara cevap yetiştirmek zorunda bırakılıyoruz.
Öldükten sonra dirileceğine, yani ahiretin varlığına bütün kalbiyle inanan bir insan olarak, hakkımda dedikodu uyduranları, yalan söyleyenleri, iftira kampanyaları ile beni yıpratmaya çalışanları sonsuza kadar affetmiyorum ve onları mahşer gününde hesaplaşmak üzere Yüce Allah’ın adaletine havale ediyorum.
(medyabar)