Çözüm müdahane ile değil direnişle gelecektir!
Sakarya Başörtüsü Platformu, 78. Başörtüsüne Özgürlük eyleminde, başörtülü kadınların ağır baskılara maruz kalmaya devam ettiğini belirtirken, yasakçılığın saldırgan bir tutumla sürdürülmesini sert bir dille kınadı. Platform adına Özgür-Der üyesi Nebahat Karakaya’nın okuduğu basın açıklamasında, “Başörtüsü yasağı, İslami kimliğimizin toplumsal hayattan uzaklaştırılması projesidir. Başörtümüz ise iktidar seçkinlerinin darbelerle sürdürdükleri projeye ve din olarak dayattıkları resmi ideolojiye karşı “Hayır” deyişimizdir,” dedi. Dünya Kadınlar Günü kutlamalarında bazı CHP’lilerin başörtüsüne yönelik saldırgan tutumlarının kınandığı açıklamada, başörtülü kadınlara ise “Zaten olmamanız gereken yerlerde, daha fazla hakarete uğramamak için resmi ideolojinin değerlerini ve kutsallarını sahiplenen ve karşıtına sığınan yaklaşımlardan kendinizi arındırın,” çağrısı yapıldı. Eyleme destek veren platform üyelerinin taşıdıkları “28 Şubat sürüyor; tehlikenin farkında mısınız?” yazılı dövizler ise dikkat çekiciydi.
Açıklamanın Tam Metni:
Çözüm müdahane ile değil direnişle gelecektir!
28 Şubat sürecinin hukuksuzluğu arkasına gizlenen faturaların bedeli, daha önceki darbelerde olduğu gibi topluma ödetiliyor. Sistemin yozlaşan yapısının ifşa olmasından kaynaklanan derin bir endişe; yeni bir darbe sürecine davetiye çıkarmaya ve bu amaçla sivil unsurları harekete geçirmeye yönelik eylemlere açıkça yön veriyor. İktidarlarını kaybetme korkusuyla hareket edenler, hesapsızca girdikleri bu sürecin sonucunda toplumu daha derinden yaralayacakları gerçeğine kör ve sağır kalıyor.
Onların kör ve sağırlığı, toplumun yaralarını kanatmaya devam ediyor. Başörtüsü zulmünü sürdürme ısrarı; yüz binlerce insanın hak gaspına uğramasına yol açıyor. 28 Şubat sürecinde kendisinin çocuklara kötü örnek olduğunu iddia eden müfettişlere “Başörtüsü benim imanımdır” diyerek başını açmayacağını ifade eden ve bu yüzden sicili başarılarla dolu olmasına rağmen öğretmenlik mesleğinden ihraç edilen Ayşe Serap Şahiner’in yaşadıklarını hangi vicdana sığdırabilirsiniz?
Başörtüsüyle girdiği sınavdan kendisini öfkeyle kovan hocasına hakkını helal etmediğini belirten Mülkan Aydın kardeşimizin, okul yönetimi tarafından suçlanması ve neticesinde evi baskına uğraması tam bir hukuksuzluk örneğidir. Kardeşimizin, sınavlarda başarılı olmasına rağmen sırf başını açmadığı için notlarının bilinçli olarak düşürülmesi zorbalıktan başka hangi kelimeyle tarif edilebilir?
Başörtüsü yasakçıları, tıpkı 28 Şubat darbecileri gibi toplum nezrinde mahkum olmuştur. Buna karşın, imanımızı sadece vicdanımıza hapsetmeye çalışanlarla olan mücadelemiz, asla bitmeyecektir. İnandığımız gibi yaşama özgürlüğümüzü alanların; baskı ve yasakları kimseyi yıldırmamalıdır.
Bugün halen 28 Şubat kalıntısı zorbalıkların sürdüğünü görüyoruz. Bunun son örnekleri, başörtülü kardeşlerimize saldıran CHP üyeleri vermiştir. Şapka provokasyonları tutmayanların, her gördükleri yerde başörtülülere saldırması, kaybetme korkusuyla hareket edenlerin ne kadar çirkefleşebildiklerini gösteriyor. Bir kadına sırf başörtülü olduğu için her türlü zorbalığı yapabileceklerini zannedenlere, akıllarını başlarına almalarını öneriyoruz!
Başörtüsü yasakçılığına taşeronluk yapan CHP zihniyetine soruyoruz: Başörtülü kadınları aşağılamaya kalkışacak cüreti nereden buluyorsunuz? Yıllardır vazgeçmediğiniz jakoben tavrı daha ne kadar sürdürebilmeyi umuyorsunuz? Size, laik projelerinizin ve toplumsal dayanaktan yoksun sisteminizin iflasını gösteren başörtülü kardeşlerimize saldırarak, neyin intikamını almaya çalışıyorsunuz? Kendinize gelin ve halkın çoğunluğunun kendisini Müslüman olarak tanımladığı bir ülkede, İslam’ı temsil eden başörtüsüne karşı takındığınız pervasız tutumdan derhal vazgeçin!
Bir gerçeği hatırlatmak istiyoruz: Başörtüsü yasağı, İslami kimliğimizin toplumsal hayattan uzaklaştırılması projesidir. Başörtüsü ise iktidar seçkinlerinin darbelerle sürdürdükleri projeye ve din olarak dayattıkları resmi ideolojiye karşı “Hayır” deyişimizdir. Düzenin efendilerinin tam istediği gibi olmadığınız sürece, sizi; kimliğinizle, inancınızla ve örtünüzle kabullenmeyeceklerdir. O halde zaten olmamanız gereken yerlerde, daha fazla hakarete uğramamak için resmi ideolojinin değerlerini ve kutsallarını sahiplenen ve karşıtına sığınan yaklaşımlardan kendinizi arındırın. Örtünüz, İslam ile arınmışlığın temsilidir, bu temsile dil uzatılmasına fırsat vermeyin.
Başörtüsü yasağının ancak toplumun kendi sorunlarını sahiplenme, hak arama ve sorumluluk alma bilinciyle vereceği bir mücadele sonucu çözülebilir. Çözüm yasakçılara sığınarak değil, yasaklara direnerek gelecektir. Bu yüzden Allah’ın ayetlerinin yaşayan örnekleri olmaktan vazgeçmeyelim; vahyin mesajını toplumsallaştıralım ve şahitlik bilinciyle hareket edelim.
Ne 28 Şubat ne de yasakçı düzen bin yıl ayakta kalacak güce sahiptir. Elbette başörtüsü yasağı da ilelebet sürecek değildir. Bize düşen o güne kadar İslami kimliğimizi onurumuzla savunmaktır. Başörtüsünü bir utanç vesile kılmak isteyen ve hayattan kovmaya çalışanların yenilgisini hazırlayacak adımlar atmaktır. Müslümanca yaşamakta ve direnmekte ısrarcı olmaktır. Zafer ve onur, Allah için, Kur’an ve Resullerin sünnetinin aydınlığında direnenlerindir!
Sakarya Başörtüsü Platformu adına Özgür-Der Sakarya Şubesi
78. Basın Açıklaması, 10 Mart 2007
http://www.sakaryadayanismaplatformu.org
#