Yahudi Düşler(bop)
Yahudi Düşler(Büyük Ortadoğu Projesi)
Şair Eşref gerek Jöntürkler’e gerekse İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne Yahudi kökenlilerin hâkimiyetini dile getirmek için çok anlamlı bir dörtlük söylemiştir. Bu dörtlüğünde şöyle diyor:
"Ergün Poyraz’ın Musa’nın çocukları adlı kitabının 77. sayfasında Yahudi alt başlığıyla yukarıdaki bölüm ve aşağıdaki şiire yer veriliyor.
’Avdetiler ile hükümetimiz,
Benzedi devlet-i Yehuda’ya,
Bab-ı fetvayı da Çıfıtlık edip
Verdiler en-nihayet Musa’ya’
Yazarın açıklamasını da aşağıda aynen veriyorum. “Hükümetimiz Dönmeler yüzünden, adeta Yahudi devletine dönüştü. Fetva makamını da Yahudilerin kontrolüne sokup, sonunda Musa’ya verdiler.”
Yazar bunun sonunda aşağıdaki yorumu yapıp bir diğer konuya geçiyor. Yorum şu:
“Zaten içinde bol miktarda Yahudi barındıran bu gibi yapılar Osmanlının bol miktarda toprak kaybetmesine, yıkılmasına neden olmuşlardı. 1492’de bağrımıza bastığımız Yahudiler şimdi de son devleti yıkıp yok etmek için her türlü karanlık oyunların içine giriyor. Tüm güçlerini bu son devleti yıkmak için harcıyorlardı.”
Yahudiler her zaman benzeme benzet ilkesini benimsemişlerdir. Uzun yıllar belirli bir devletleri olmamış başka devletlerin içinde sürekli egemen olmaya çalışmışlardır. Bunu da en çok Osmanlı Devleti gibi Mozaik, ABD gibi kozmopolit yapıya sahip dönemine hükmetmiş devletler içinde başardılar. Neden? Çünkü birçok unsuru barındıran bu devletlerde entrikalarla gücü elde etmek her zaman kolaydı.
Gelelim Bop projesine: Dünya halkları gözünde deşifre olmuş ve düşman kazanmış bir ABD Yahudilerin daha fazla baskı ve sömürü aracı geliştirme, tüm dünyaya hükmetme politikalarını hayata geçirme, kendi kutsal kitaplarından da anlaşılacağı üzere tüm insanlığı kendi köleleri yapma emelleri için yetersiz kalmaktadır. ABD de Federal rezerv’i yani para basma yetkisini devletin eline geçirme çabaları içersindeki Başkan Kenedy ve Abraham Lincoln Siyonist güçler tarafından ortadan kaldırıldıktan sonra ki bu ABD’nin ekonomik, askeri gücünü istedikleri gibi kullanan bir derin devlet olarak Orta doğu’ya kadar uzanan bir alanda hâkim olma noktasına kadar gelebildiler.
Bugün geliştirdikleri araçlarla, Yani bizim gibi ülkelerde önemli noktalarda kadrolaşmış mason uşaklarıyla yüzyıllar öncesine dayanan düşlerini hayata geçirmeye çalışıyorlar. İsrail’in bayrağındaki iki mavi çizgiden biri bizim topraklarımızdaki bir ırmağı temsil etmektedir.
Ergün Poyraz’ın bu kitabında 71. sayfada açıklandığı gibi Bop projesinin hayata geçirme aşamalarından biri olan Türkiye’deki azınlıklar sorunu kaşınmaktadır.
Abromowitz; “Kürt sorunu kendi haline bırakılamaz” diyerek, Türkiye’nin parçalanabileceği şeklinde hezeyanlarda bulunuyordu.
Abromowitz’in gözünde; “Türkiye’de otuzu aşkın etnik gurup var. Biz bu etnik gruplardan bir mozaik oluşturacağız” diyen Tayyip Erdoğan bulunmaz bir nimetti. Zira Erdoğanın’sa Türk kelimesini duyunca adeta tüyleri diken diken oluyordu. Bu kinini Almanya’nın Ausburg kentinde yaptığı konuşmasında kusuyordu:(sen ne mutlu Türküm diyene dersen, öbürü de ne diyecek Ne mutlu Kürdüm diyene diyecektir...) ’
Yahudiler yıllardır aynı topraklarda beraber yaşamış, kız alıp kız vermiş bir birinin ayrılmaz parçası olmuş bu mozaiği kendi yazboz tahtası yapmaya çalışmakta ayrılıkçıları taşeron olarak kullanmaktadır. Bu mozaikte büyük bir çoğunluk beraber yaşama isteğini hala koruduğuna inanıyorum ben. Önemli olan Devlet adamlarımızdan İsmet İnönü’nün dediği gibi. “Namuslular en az namussuzlar kadar cesaretli olsun.”
Bu topraklarda Yahudi düşler yeni değildir. Aynı zamanda geçmişte olduğu gibi kaybetmeye de mahkûmdur. Ben Kafatasçı değilim. Her tür kafatasçılığa da karşıyım. Bu azınlıkların kafatasçılığı olsa da. Benim kafatasçı olmamam azınlık kafatasçılarına müsamaha göstermemi gerektirmez. “Ne Mutlu Türküm Diyene”
#
