Habersiz Monologlar
“Ömrüm uzuyor Allah’ım sanki o konuşunca, gülünce, yanımda öylece görününce; ömrüm uzuyor ve onca hengâmeden sonra bile böyle hissettirebilecek olanı benim için inşa edebilecek yegâne kudretteki Sana sonsuz kere şükürler olsun .” dedi ömrüne ve gönlüne denk olan yumuşak huylu yareniyle karşılaşan ve bir an aklına o müjdeli haber düştü:
İbn Mes’ud’dan(r.a) rivayetle Allah Rasulü (s.a.v) şöyle demiştir:
Size cehennem ateşine kimin haram olduğunu veya kime cehennem ateşinin haram olduğunu söyleyeyim mi?
Cana yakın, geçimli, yumuşak huylu, insanlara kolaylık gösteren herkese.
(T2488 Tirmizi, Sıfatü’l kıyame, 45)
“Ey Allah’ın Rasulü sözün başımızın üstünedir ve biz biliriz ki cana yakın, geçimli, yumuşak huylu, insanlarla yaşayanların dünyalık ömrü de sükûnet üzere olur inşallah. Salat ve selam Senin üzerine olsun. “ dedi tüm bunları hatırlarken ve bir şükür daha ekledi.
Sonra o ömre ve gönle denk olan yumuşak huylu yaren aldı sözü ve maziye dalarak
“Koşmalı olmadı hızlı adımlarla yürümeli o da olmadı derin nefesler alarak sükûnetle ilerlemeli ama durmamalı… İlla eylem illa eylem…
Ancak şunu da akılda tutmalı yorulmamak için yolu güzelleştirmek şarttır ve yolu güzelleştiren ömrü ömrünüze denk bir kalp lazımdır.
Ve kalpler ancak Allah’ın elindedir. Bu yüzden insan istediğini Allah’tan istemelidir. Yani ki aslolan O’nu razı etmektir. Bu yüzden hiçbir vakit ne yolu ne yolda bulduğunu Rabbin rızasının önüne geçirmemelidir. O’nun rızasından alıkoyan kalbimizse dahi yeri geldiğinde o kalbi de çiğnemeyi bilmelidir. Tüm bunlar kulun Rabbine olan en büyük ödevidir. Zira o bizi sonsuz sükûnet içinde görmeyi dilemektedir.” dedi.
“Belliydi bu yaren derdini kısaca anlatamayangillerdendi. Ne de çok laf ettiydi. Ama olsun her söylediği bir ömür etmekteydi ya sanki. Böyleleri derdini uzun metrajlı bi film tadında da anlatabilirdi. Onlara serbestti.” dedi sonra tekrar sazı eline alıp gönlü ve ömrüne denk olan yareniyle karşılaşan.
Böylece konuşup durdular bir okyanus dolusu cümleyi birbirlerine söylemek isterken bir monologtan öteye geçemeyerek. Hiç susmadılar ama seslerini birbirlerine hiç duyuramadılar da dünya dillerince. Çünkü Rab “Duyabilirsiniz, izin verdim.” dememişti.
Peki der miydi?
"Nasip.” dedi bu ikisi sonra birbirinden habersiz ve yine aynı habersizlikle eklediler “Razı ol yeter Rabbim. Boynumuz kıldan ince hükmün karşısında. Biz Rasulü’nün öğütlediği gibi her iki dünyada da afiyet isteriz Senden. Yol Senindir, hayra çıkar sonumuzu.”
Gökler bu razı hal karşısında mest olmuştu ve onlar için umut ve duayı birbirine karıştırarak terennüm etmeye başladılar Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın diliyle:
Hak şerleri hayr eyler
Zan etme ki ğayr eyler
Ârif ânı seyr eyler
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…
Sen Hakka tevekkül kıl
Tefvîz it ve râhat bul
Sabr eyle ve râzı ol
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…
Kalbin Âna berk eyle
Tedbîrini terk eyle
Takdîrini derk eyle
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…
…
#tirmizi #ibrahimhakki #riza #yumusakhuyluluk