Efendiler
Bir yanda “Öğretmenler Günü” kutlanır. Öğretmenlerin meziyetlerinden, yetiştirdiği talebelerin cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, büyük işadamı olduğu anlatılır; diğer taraftan öğretmenler günü münasebeti ile bir programa giden öğretmen kapıdan geri çevrilir.
Bir tarafta kriz feveranlığı. Krizin belirtileri derinleşirken. Ya da benim kabul etmek istediğim gibi derinleştirilirken; insanların ekmekleri ellerinden alınıp iç edilmek için. Dolarlar havada uçuşur. Kriz edebiyatı ile milyar dolar kazançlar elde edilir. Alınan krediler tez elden geri çağrılır. Tehditler savrulur.
Diğer taraftan çaresiz insanların, çare diye sarıldığı bir kurumun değişim taraftarlarına, yine kurumun statükocuları ısrarla karşı çıkar. Belki inilir, çıkılması zahmet gerektiren yükseltilere… Çare çare diye sarılınınan merhemin: ilaç olmadığı kel başlara, anlaşılmaz göstermeyen aynalı gözlüklerle, sürülen kafalarda.
Birileri ölürken bir yerlerde, dirilmekte, vücut bulmakta başkaları, başka yerlerde. Zor zanaat öldürülürken dirilmek, küçük kalplerde mutlak. Bir yanda anasının kuzusu düşerken toprağa, diğer yanda düşer kuzusu ana rahmine.
Çaresizlik çığlıklara karışırken… Çığlıklar karanlığa karışır fütursuzca… Çığlığın çığlığını duymaz olur karanlık… Karanlığı göremez aydınlık… Aydınlık, aydınlık, uzaklarda ki aydınlık…
Öğretmen çocuğuna anlatmaya çalışırken çok şey in birini… Çocuk anlatır bir şeyin çoğunu…
Çağdaş kürenin çağ dışı efendileri, kanını emmekte vampirlerin,iliklerindeki…