Tellalların Başarısı

Geçtiğimiz günlerde üzülerek müşahede ettik. Felaket tellalları, tellallıklarının mükâfatını fazlası ile aldıklarını hep birlikte gördük. Kriz var kriz var kriz var. Artık kriz mi var yoksa karşılarında keriz lerin olduğunu mu zannederler orası meçhul. Şurası kesin. Bağırtılar fazlası ile sonuç verdi. Amaca ulaşıldı ve 7,5 milyar ytl gibi yüksek bir meblağı ceplerine indirmeyi başardılar. Vergi indirimi. Alınan gereksiz fazlaca borçların geri ödemesi devlet tarafından üstleniverildi.

Gelin görün ki bununla da yetinecek gibi görünmezler ve geçen yazımda dediğim gibi ne var ne yok götürme ümidi hep içlerinde ışıl ışıl bir umut olarak bekleyip durmaktadır. Bu sefer de işçileri bedavadan işten atma hesapları alabildiğine sırıtmaktadır. Sırıtmak bir yana ağızları ile itiraf edip utanmadan istenmektedir. İşçiler işten çıkartılacak. Devletin ssk geliri eksildiği yetmiyor muşçasına bir de devletin işçi çıkarmayı kolaylaştırmasını beklemektedirler. Gariban halkın paraları ile biriktirilmiş üç beş kuruş işsizlik sigortasında biriktirilen paralara göz dikilmiştir. “Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış.” İşten atılan işçilerin tazminatları bu birikimden- fondan- karşılansın istekleri utanmadan dile getirilebilmektedir.

Hey hat: Köpekler salınmış ,taşlar bağlanmış. Garip vatandaş ne yapsın.

Bu birikimi de bir şekilde iç ederlerse hiç kimse şaşmasın. Adamların işi gücü başkalarının sırtından geçinmek. Sorsanız her biri hepimizden daha fazla memleket sevdalısı geçinir. Fakat kanaat o dur ki küçük dağlar kendileri tarafından yaratılmış ve rızklar Allah tarafından değil de kendileri tarafından lütfen verilmektedir. Düşüncenin bundan farklı olduğunu zannetmem.

Düşünebiliyor musunuz ortada azıcık bir sıkıntı olunca kriz patırtıları gökyüzüne yükseliyor. Demek ki gerçekten bir sıkıntı olsa bunların yerinde kavak yelleri esecek.

Aldılar tellallar sonunda istediklerini... Yetmiyor hepsini istiyorlar. Biliyorlar çığırtkanlığın işe yaradığını… Yanlarına aldıkların da üç beş tane Ankara, İstanbul “enkırmen” ini ,yapılsın propagandalar ,gelsin paralar. Haksız ve derinden… Bir taraftan abalıya vururken diğer taraftan malı götürmek... Suyu bulandırıp balık avlamak... Göz yaşından, ayrılıklardan, terörden beslenerek, kesesini doldurmak… Bir daha hiç bir zaman ağzını açmamacasına.

Bir tarafta alınan gereksiz faizlerin, faizlerinin affı… Diğer yandan doğal gaz a zam yaparak verilen üç kuruşluk zamların ziyadesi ile geri istenmesi… Fakirden al zengine ver... Yeter ki zengin sussun… Zengin servetine servet katarken; fakir: fakirliğini göz yaşına bandırıp, aç karnını doyurmaya çalışsın… Evlatlar ölsün fakat ağlamasın analar… Vatan sağolsun… Beyinler vurulsun fakat düşünmesin…Bir şey istemesin kendine dair…Habire versin, ta ki takati kalmayana kadar.

Bir taraftan ülkenin zamanın birinden itibaren yapılmış kanunsuzluklarının deşifre edilip yargılanmasına itiraz edip(sulandırmaya çalışıp); diğer taraftan yangından mal kaçırma hevesi. Bir yandan ülkenin dindarlarına sövgüler savurup, diğer taraftan o insanların inançları üzerinden rant kapma mücadelesi. Burası benim ülkem, ülkemin handikapları. Yarınlar daha da güzel olacak.

Kalın sağlıcakla.