Ali Erkan Kavaklı'dan Geyve'ye Teşekkür
Akit Gazetesi yazarı Ali Erkan Kavaklı, Geyve'de verdiği konferans sırasında gördüğü yakın ilgiden dolayı, 17 Aralık 2015 Perşembe günkü köşe yazısında Geyve'ye teşekkür etti.
İşte o yazı..
Beyin en hızlı, doğumdan sonraki iki yıl arasında gerçekleşir. İki-altı yaş arası altın çağdır. Beynin en hızlı geliştiği dönemler evde ve aile içinde geçer.
Ailede çocuk eğitiminin önemini araştırma amacıyla Amerikalı araştırmacılar Betty Hart ve Todd Risley çok ilgi çekici bir proje gerçekleştirdiler. Aylarca evlerde gözlem yaparak aile içinde kullanılan kelime sayısını tespit ettiler ve dilin meydana getirdiği zekâ gelişimini ölçtüler. İlk senelerde kültürlü ve bilgi zengini bir ailede yetişen çocuğun duyduğu kelime sayısı, kültür ve eğitim yönünden zayıf ailede yetişen çocuklardan 30 milyon daha fazla. Araştırmanın adını “Erken Felaket” koydular. (Die Zeit, 25.5.2015, s.34)
Kelimeler, dil ve sohbet çocuğun zihnini müthiş geliştiriyor. Kültür fakiri ve eğitimsiz bir ailede yetişen çocukla kültürlü aileden gelen çocuğun anlama, kavrama, düşünme ve bir şeyi yapma kabiliyetleri çok farklı. Okul çağında ikisi aynı sınıfa konduğu zaman öğretmen, zihni az geliştirilmiş çocuğu, ötekine yetiştirmek için kendini parçalamak zorunda. Bazen de böyle çocuklar kalabalık sınıflarda eğitilemiyor ve uyum öğrencisi olarak okuma-yazma öğrenmeden okuldan ayrılıyor.
Aile içi eğitim ve okul öncesi eğitim, çocuğun okul başarısında kader rolü oynuyor. Eğitimde okulda değil, ailede başlıyor. Aileler, bu konuda eğitilmeli, çocukların bir şey öğrenmesi için okul çağını beklemek müthiş ve telafisi çok zor bir gecikme.
Eğitimli aile çocukları esasen çok önce yuvaya gidiyor, okul öncesi zekâ geliştirme programlarından daha fazla faydalanıyor. Eğitimsiz ailelerde yetişen varoş çocukları, televizyon önünde oyalanırken onlar eğitimcilerin elinde becerilerini geliştiriyorlar.
Çocuğun zekâsını geliştirmek ailenin elinde. Onlarla ilgilenmek, konuşmak, onlara bir şeyler okumak ve anlatmak önemli. İlla da çocuğa zekâ geliştirici programlar uygulamak, erken yaşta dil öğretmekten söz etmiyorum ama erken yaşta ilgi, sevgi ve bilgi aktarmalı.
Eğitimli aile çocukları bazen veya hafta sonunda bir saat televizyon seyrediyor.
Eğitimsiz aile çocukları günde nerdeyse 3-4 saat televizyon başında oturuyor.
Televizyon karşısındaki çocuk pasif.
Televizyon, cep telefonu ve internet oyunlarının zararları şöyle sıralanabilir:
1. Televizyon, cep telefonu ve internet oyunları çocukları hareketsizleştiriyor, vücut gelişmelerini önlüyor.
2. Hareket etmediği ve enerjisini yakamadığı için çocuklar şişmanlıyor.
3. Dakikada yüz resim gösteren televizyon ve cep telefonu oyunları çocukları aptallaştırıyor, çocuk düşünemez hâle geliyor.
4. Çocuklar başkalarıyla diyalog kuramaz hâle geliyor ve asosyalleşiyor.
5. Televizyon ve internet oyunları çocuklara şiddeti öğretiyor ve onları saldırganlaştırıyor.
6. Medya çekiciliği ile çocukları kitap okumaktan alıkoyuyor. Okuma, düşünme, hayal etme ve becerilerini ortaya koymalarına engel oluyor.
7. Aile içi sohbeti engelliyor, sabote ediyor.
Medyanın zararlarından çocuklarımızı korumak elimizde. Şunları yapabiliriz:
1. Çocuklarımızla ilgilenmeli, onları sevmeli, onlarla konuşmalıyız.
2. Birlikte kitap okumalı, el becerilerini geliştirici kitaplar almalı, boyama, yap-boz, resim yapma gibi el ve zihin becerisi kazandıran çalışmalar yapmalı.
3. Çocuklarımızı sevmeli, onlarla ilgilenmeli ve onlara başkaları ile dostluklar kurmayı öğretmeliyiz.
4. Onları televizyon ve internet oyunlarının esiri olmaktan kurtarmalıyız. Televizyon, bilgisayar ve internet oyunlarını bir-bir buçuk saat ile sınırlamalı, onlara medyayı bilinçli kullanmayı öğretmeliyiz.
5. Medyayı kendimiz bilinçli kullanmalı, çocuklarımıza örnek olmalıyız. Rasgele filmler seyretmemeli, program seyrederken seçici olmalı, hangi programı, niçin seçtiğimizi çocuklarımıza izah etmeli, onların televizyon seyrederken seçici davranmalarını sağlamalıyız.
6. Çocuklarımıza zaman ayırmalı ve onları sevgi fakiri yetiştirmemeliyiz.
7. Unutmayalım ki sevmediğimiz çocuğu eğitemeyiz.
Gönlüne giremediğimiz çocuğun kafasına giremeyiz.
Çocuğumuzu bizden iyi kimse eğitemez.
Çocuklar okulda ve yuvada 5-6 saat kalır. Evde 18 saati geçer. Evi iyi bir okula dönüştürmek ailenin görevi.
Tebrik ve Teşekkür: Geyve İmam Hatip Lisesi ve İmam Hatip Ortaokulu’nda fevkalade verimli ve faydalı 4 konferans verdim. Geleceğin fethine hazırlanan öğrenciler ve onlara yetiştirme azim ve gayreti taşıyan yönetici ve öğretmenlerle tanıştım, çok sevindim.
Eğitime kalite kazandırmak için çırpınan öğretmen-yazar Feridun Eser’i tanıdım. Başarılı Öğrenci İyi İnsan, Ermeni Örgütleri ve Faaliyetleri, 100 Yılın Yalanı Ermeni Soykırım İddiaları,Türk İslam Dünyasının Yıldızları isimli çok güzel eserler kaleme almış. Özellikle Başarılı Öğrenci ve İyi İnsan kitabı, eğitimcilerin ve öğrencilerimizin mutlaka okuması gereken kitap.
Milli Eğitim Müdürü Salih Canbal, İmam Hatip Lisesi müdürü Mehmet Doğan, İmam Ortaokulu Müdürü Ali Demir, yazar Feridun Eser, Eğitim-Bir-Sen Temsilcisi İbrahim Özkan ve çocuklarımızın daha iyi yetişmesi ve hayata daha nitelikli hazırlanmaları için gayret gösteren öğretmenlerimizi tebrik ediyor, nezaket ve misafirperverliklerine bin teşekkür ediyorum.
Mehmet AYDOĞAN
Geyve Haber