Geri

İstişarenin Bereketi: Davudoğlu

2014 yιlιnιn ağustos ayι kuşkusuz uzun süre hafιzalara kazιnmayι ve sonrasιnda tarih kitaplarιnda önemli bir yer tutmayι hakedecek kadar mühim olaylara sahne olmuştur.
Ömer ERDEM Ömer ERDEM

"Malazgirt meydan muharebesi“ nasιl Anadolu'muzun giriş kapιsι olmuşsa 2014 ağustos ayι da milletimizin kendi kendisini hiç bir aracι ve vesayet gücü olmadan „bizzatihi kendisinin yönetme iradesini ortaya koyduğu gün“ olan 10 ağustos tarihini barιndιrmaktadιr. 2014 yιlιnιn ağustos ayι öylesine hιzlι gelişmelere sahne oldu ki dostlar şapka çιkarιrken düşmanlar adeta çatlayayazdι.

Milletin makul, masum ve mahrum çoğunluğu bugüne kadar hep kendi hakkιndan fedakarlιk ve ferağatta bulunarak aza kanaat etti. Uzun yιllar „ezanι“ orijinal haliyle dinleyebilmek için sabretti. Kendi çocuklarιna „Kuràn“ öğretebilmek için yιllarca direndi. Allah emri olan „başörtüsü“ ile okullara girebilmek için sabretti. Hiç bir zaman kendisine yapιlan bu zulümlere isyan etmedi. Kendisini yönetmek için talip olan azgιn azιnlιğa sadece „buğzetmekle“ yetindi. Kendi cebini habire sayup duran haramilere ve şehir eşkιyalarιna dahi isyan etmedi. Doğruluk ve „dürüstlüğün“ bir gün mutlaka kazandιracağιna bütün yüreğiyle iman etti. Ve nitekim işte bütün yetkinin kendi eline geçtiği günleri yakalamιş oldu. 10 Ağustos tarihinde millet ilk defa doğrudan doğruya kendisine „REİS“ seçmek için sandιk başιna gitti ve kendi içinden bir „yiğit adamι“ „BAŞKAN“ olarak seçti. Milletímiz bu asil tavrι ile birlikte içerde ve dιşarda ülkemizin aleyhinde olan bütün mihraklarιn çanιna ot tιkamιş ve Türkiyenin bundan böyle „tarihe malzeme olan“ değil „tarihe malzeme veren“ yani edilgen değil etken ve etkili olacağιnι en gür sedasιyla haykιrmιştιr.

Kim ne derse desin millet iradesinin meyvelerini gördükçe iradesine daha bir sahip çιkar olmuştur. Nitekim ülkenin kaderini belirleme noktasιnda eline aldιğι yetkiyi en iyi şekilde değerlendirmekle kalmayan milletimiz ülkeyi idare edecek kadrolarιn tayin ve seçimi kadar hangi makamlarι kimlerin doldurmasι gerektiği noktasιnda da inisiyatif almιş ve neticede kimin başbakan olcağι kararιnι da kendisi bizzatihi halletme yoluna gitmiştir.

Geçmişte ülkeyi 12 yιl boyunca yöneten Tayyib Erdoğan için „diktatör“ ve „otoriter“ gibi yakιştιrmalar yapιldιysa da son tahlilde Tayyib Erdoğanιn hemen hiç kimsenin tahmin bile edemiyeceği kadar „istişare“yi önemsediği ortaya çιkmιş oldu. Zira „Ahmet Davudoğlu“ tercihi tamamen bir geniş istişarenin mahsülüdür. Memleketimize ve milletimize hayιrlι olsun.

Kendisini Müslüman olarak tarif eden kadrolarιn istişare gibi bir kurumu gözardι etmeleri zaten düşünülemezdi. Zira İslâm denilen dinin en önemli sacayağιndan birisi şüphesiz ki „meşveret“tir. „Tevhid, Adalet ve Meşveret“ dediğimiz üç temel ilke üzerine bina edilmiş bulunan İslâma kendini nisbet edenlerin bu temel ilkelerden birini diğerine kurban etmeleri elbette ki beklenemezdi. Allaha sonsuz hamdü senâlar olsun ki, değerini oturduğu koltuktan devşirmeye kalkιşanlar yerine, oturduğu koltuğa „değer katan“ kimseler bundan böyle „el-ele, gönül-gönüle“ ülkeyi idare edecekler. Ülkesine, milletine, tarihine ve hatta insanlιğa karşι kendisini sorumlu hisseden ve enazιndan insanlιğιn vicdanι olabilme hassasiyet ve duyarlιlιğna sahip sade bir vatandaş olarak bugünleri de gördüm ya daha ne isterim rabbimden. Rabbime sonsuz kere hamd olsun.

Biz elbette ki geçmişte bize reva görülmüş bulunan „aşağιlanmalarι ve horlanmalarι“ haketmedik. Elbette biz nuazzam bir medeniyyetin hem banisi ve hem de taşιyιcιsι olmuş koskoca bir geçmişi ve tecrübesi bulunan bir milletin varisiyiz. Elbette ki biz ağaç koğundan çιkmιş türedi bir topluluk değiliz. Biz büyük bir „medeniyyetin yeniden ihyasι“ için gerekli potansiyeli taşιyan kadim bir geleneğe sahip bir büyük milletiz.

Niye olmasιn ki...

Dünya yeniden adaletle niye tanιşmasιn ki...

Bu zulüm düzeni dünyanιn kaderi mi ki...

Elbette ki değil. İşte yaklaşιk 300 yιl insanlιğa hükmeden batι uygarlιğι „inişe“ doğru geçmiş bulunuyor. İnsanιn cesedine çalιşmιş bulunan bu „köhne uygarlιk“ insana mutluluk getirecek „sahici bir kapι“ gösteremedi. Maddi refah batιlι ülkelerde ama mutsuzluk da yine bu ülkelerde. Başkalarιnιn felaketi üzerinden devşirilmiş bulunan saadetin geçici olacağιnι söyliyebilmek için sosyolog olmak gerekmez. İnsanlιk her geçen gün insanlιğιndan yemekte ve „insanlιğιnι“ tüketmektedir. İnsanlιk tükeniyor. „Vicdan, merhamet, adalet, meşveret, uhuvvet, muhabbet“ gibi kavramlar handiyse lugatlerden bile çιkartιlιyor. İnsanlιk gerçekten adeta kιyametini yaşιyor. Ansιzιn geleceği Kuràn ayetleriyle sabit olmasa kιyamet yaklaştι diye hüküm bile vermek mümkün. Kesin olan bir şey var ki insanlιğιn yeni bir „nefeslenmeye“ ihtiyacι var. Bu nefes de ancak insanιn tabii-fιtri ihtiyacι olan son ilahi mesaj olan Kuràn da var. Kuràn mesajι nasιl ki insanlιğιn yüzakι olan bir muazzam medeniyyet „inşa“ etmişse yine buna ihtiyaç var. Bir kez başarιlanιn bir kez daha başarιlmasι elbette ki mümkündür. Zaten bu Allahιn koyduğu sosyolojik bir yasadιr.

„Sur da bir gedik açtιk mukaddes mi mukaddes

Artιk ey kahpe rüzgar ne yandan esersen es!“

Baki Selam ve saygιlarιmla.



Ömer Erdem

Mainz/Almanya

#

GENEL BİLGİLER

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve - Adapazarı, Adapazrı Geyve Otobüs sefer tarifesi. Geyve otobüsü kaçta kalkıyor? Adapazarından son Geyve Otobüsü, Sefer tarifesi, geyve koop otobüs