Kabak Benim Başıma Patladı AHMEDİN ŞAKALARI-2
Ahmet Yıldırım, zamanına, zeminine, mevsimine ve kişiye göre mutlaka bir şaka bulur. Kabak yine benim başıma patladı.
Ben Mehmet Aydoğan, Geyve İmam Hatip Lisesinde öğretmenlik yapıyorum. Tepecikler Mahallesi Müftü Sokaktaki Rahmetli Hüseyin Bozacı(Tilki Hüseyin)'ın evinde oturuyorum. Yıl 1983 kış mevsimi, her taraf kar ve ayaz.
Sabahleyin o şartlarda 1,5 km kadar yürüyüp okula geldim. Karayı gören denizci gibi, ben de İmam-Hatip Lisesinin bahçe kapısından içeri girince sevindim. Fakat sevincim yarım kaldı. Çünkü okula doğru 3-5 adım atar atamaz, çamlardan masa kadar bir kar kütlesi başıma düştü. Bu nasıl isabet diye hayret ettim. Bir taraftan silkelenirken bir taraftan da La Havle çekerek, okulun kapısından içeri girdim.
Salonda bekleyen öğretmen arkadaşlar “Ne oldu? “diye sorup kahkahayla gülüyor. Ben de masumane bir şekilde, başıma kar kütlesi düştü, deyince daha da gülüştüler.
Meğer bizim muzip Ahmet; hangi dallarda kar birikmişse çamaşır iplerini akşamdan o dallara bağlayıp okulun 2. katındaki kendi odasına kadar uzatmış. Camın kenarında pusuya yatmış. Kim gelirse ipi çekip karları başına dökmeyi planlamış. Ve kabak benim başıma patladı.
Ahmet bu, şeytanın aklına gelmeyen muziplik Ahmet'in aklına gelir.
NOT: Yazı serimiz devam edecektir
Mehmet AYDOĞAN
05394865081
Geyve Haber