Geri

Geyve`nin gülü "Mona Rosa" New York`ta yaşıyor

Sezai Karakoç`un, ünlü "Mona Rosa" şiiriyle ifadesini bulan aşkı Muazzez Akkaya`nın kim olduğu ortaya çıktı.
Ali ARICI Ali ARICI

Geçtiğimiz günlerde, Kültür Bakanlığı tarafından, "Kültür ve Sanat Büyük Ödülü"ne lâyık görüldüğü ilân edilen Türk Edebiyatı`nın muteber şairlerinden Sezai Karakoç`un, ünlü "Mona Rosa" şiiriyle ifadesini bulan aşkı Muazzez Akkaya`nın kim olduğu ortaya çıktı.

Sezai Karakoç`un "meçhul sevgilisi" Muazzez Akkaya`nın bir sır gibi saklanan kimliği artık biliniyor...

Sezai Karakoç`un en çok bilinen şiirlerinden biri olan "Mona Rosa" şiirinin kıtalarının baş harfleri yan yana getirildiğinde, "Muazzez Akkaya`m" ismi ortaya çıkıyor, ancak, Muazzez Akkaya`nın kim olduğu çok az kişi tarafından biliniyordu.

Sezai Karakoç, bu konunun konuşulmasından rahatsızlık duyduğu için, Muazzez Akkaya hakkında kendisinden bilgi almak mümkün olmuyordu. Onun kim olduğunu bilenler ise, Karakoç`un mahremiyet hassasiyetine gösterdikleri saygı sebebiyle, bilgi vermiyordu.

Sezai Karakoç`un Mona Rosa şiirine hayranlık duyanlarsa, bu "meçhul sevgili"nin kim olduğunu merak etmekten kendilerini alamıyorlardı.

Edebiyat camiasında dolaşan rivayetlerden biri, "meçhul sevgili"nin intihar ettiği şeklindeydi. Artık, "meçhul sevgili"nin hâlen hayatta olduğu da biliniyor.

Sessiz ama büyük bir meraka sebeb olan Muazzez Akkaya`nın kim olduğu ortaya çıktı.

Önce, Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan Coşkun, Muazzez Akkaya`nın halen hayatta olduğunu, büyük kızı Ayşegül Giray`la birlikte New York`ta yaşadığını yazdı.


Yayınlanan bilgilere göre, Sezai Karakoç`un meşhur "Mona Rosa" şiirini yazdığı Muazzez Akkaya, Mülkiye mektebinde Sezai Krakoç`un sınıf arkadaşıdır.

Muazzez Akkaya, Kandilli Kız Lisesi`ni "Pekiyi" derecesiyle bitirdikten sonra, 1950 yılında Mülkiye`ye, yani Siyasal Bilgiler Fakültesi`ne girer ve aynı sınıftaki Sezai Karakoç`un o meşhur "Mona Rosa" şiirini yazmasına sebeb olur... 

Karakoç`un şiirindeki "Geyve`nin gülleri ve beyaz yatak" ifadesi de, onun Geyveli oluşuna işaret etmektedir. Büyük kızı Ayşegül Giray`ın anlattığına göre, neşeli, esprili, hayat dolu bir kadındır... Mülkiye yıllarında uluslararası yarışmalara katılan bir ping pong şampiyonudur... Karakoç`un ünlü "Ping Pong Masası" şiiri de böylece açıklık kazanmıştır...

Muazzez Akkaya, nâm-ı diğer "Mona Rosa", Siyasal Bilgiler Fakültesi`nden mezun olduktan sonra, Maliye Bakanlığı stajyer Memurluğuna tayin edilerek Devlet hizmetine girer. Nisan 1955’te Karayolları Genel Müdürlüğü`nde, Ağustos 1955’te tekrar Maliye Bakanlığı`nda, Mart 1957’de Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü`nde memuriyet yapar. 7 Kasım 1958 Cuma günü, aynı okulun 1944 mezunlarından Orhan Giray ile evlenir.

Bu arada, Ankara Hukuk Fakültesi’nde fark sınavı verip sertifika aldığından, Ocak 1960’da Maliye Bakanlığı Hazine Avukat stajyerliğine, ardından da avukatlığına getirilir.

Eylül 1964’de Eşi Orhan Giray’ın Tel-Aviv Malî Müşavirliğine tayin edilmesi üzerine, memuriyetten ayrılıp Tel-Aviv’e gider. 1967’de yine eşiyle birlikte Türkiye`ye dönüp, Ankara Barosu’na kayıtlı olarak avukatlık yapar.

Muazzez Akkaya`nın eşi Orhan Giray, geçen sene vefat etti. Muazzez Akkaya halen, büyük kızı Ayşegül Giray`la birlikte, New York`ta yaşıyor...











Sezai Karakoç






Mona Roza

M
ona Roza, siyah güller, ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller

Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Roza, bugün bende bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar

Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek...

Zeytin ağaçları söğüt gölgesi
Bende çıkar güneş aydınlığa
Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi
Seni hatırlatıyor her zaman bana
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi

Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar

Ellerin ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi
Ellerinden belli oluyor bir kadın
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin ellerin ve parmakların

Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Saat onikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona

Akşamları gelir incir kuşları
Konar bahçenin incirlerine
Kiminin rengi ak, kimisi sarı
Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine
Akşamları gelir incir kuşları

Ki ben Mona Roza bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar su kenarında
Ki ben Mona Roza bulurum seni

Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
Henüz dinlemedin benden türküler
Benim aşkım sığmaz öyle her saza
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza

Artık inan bana muhacir kızı
Dinle ve kabul et itirafımı
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
Alev alev sardı her tarafımı
Artık inan bana muhacir kızı

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak

Altın bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne
Bir tüy ki can verir bir gülümsesen
Bir tüy ki kapalı gece ve güne
Altın bilezikler o kokulu ten

Mona Roza siyah güller, ak güller
Geyve`nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!
Mona Roza siyah güller, ak güller

Mona Rosa şarkısı

Şarkıcı Selçuk Küpçük, Sezai Karakoç`un meşhur şiiri "Mona Rosa"nın bir kısmını, Yavuz Bülent Bakiler`in "Gözlerin İstanbul oluyor birden" isimli şiiriyle birleştirerek, "Mona Rosa" ismiyle bestelemişti. Şarkının şiir kısmını Abdullah Çevik okuyor...

Yavuz Bülent Bakiler`in "Gözlerin İstanbul oluyor birden" isimli şiiri ise şöyle:

Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden.

Akşamlardan, gecelerden, senden uzağım
Şiirlerim rüzgardır uzak dağlardan esen
Durgun sular gibi azalacağım
Bir gün, birdenbire çıkıp gelmesen.

Şarkılarla geleceksin, duygulu, ince
Yalnız gözlerime bak diyeceksin.
Ellerim usulca ellerine değince
Kaybolup gideceksin







Bir elim seni çizecek bütün pencerelere
Bir elim seni silecek.
Kalbim: Ebemkuşağı; günde bin kere
Senin için yeni baştan can kesilecek.

Ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde
Sonra seni kaybetmek hemen her yerde
Ne güzel bineceğim vapurları kaçırmak
Yapayalnız kalmak iskelelerde.

Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden.


Muzzez AKKAYA Kimdir..





Orta okul mezunu memurlardan Hamid Akkaya ile Fitnat Hanım’ın kızıdır. 1930’da Geyve’de doğdu. 1949’da Kandilli Kız Lisesi’ni “Pekiyi” derecede bitirdi. S.B.F.’nden mezuniyetini müteakıb, Maliye Bakanlığı stajyer Memurluğuna tayin edilerek Devlet hizmetine girdi. Nisan 1955’te Karayolları Genel Müdirliği, Ağustos 1955’te tekrar Maliye Bakanlığı, Mart 1957’de Devlet Su İşleri Gn. Müdirliği Teşkilatlarında Memurluklara girdi. Bu arada Ankara Hukuk Fakültesi’nde fark sınavı verip sertifika aldığından, Ocak 1960’da Maliye Bakanlığı Hazine Avukat stajyerliğine, sonra Avukatlığına getirildi. Eylül 1964’de Eşi Orhan Giray’ın Tel-Aviv Mali Müşavirliğine nakli üzerine memuriyetten ayrılıp Tel-Aviv’e gitdi. 1967’de yine eşiyle birlikte Yurd’a dönüp avukatlığa başladı. Halen (Mart 1970) Ankara Barosu’na kayıldı avukatlık yapmaktadır. 7 Kasım 1958 Cuma günü S.B.O. 1944 yılı (2602 Sıra Numaralı) mezunlarından Orhan Giray ile evlendi; 9.6.1959 doğumlu Ayşegül Giray, 24.3.1961 doğumlu Ela Meral Giray adlarında 2 kızı ile 4.4.1967 doğumlu İhsan adında 1 oğlu vardır (1970). İngilizce bilmektedir.
Ayrıca Muazzez AKKAYA muhacir değil,Geyve'nin eski yerlilerinden dir.

#

GENEL BİLGİLER

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve - Adapazarı, Adapazrı Geyve Otobüs sefer tarifesi. Geyve otobüsü kaçta kalkıyor? Adapazarından son Geyve Otobüsü, Sefer tarifesi, geyve koop otobüs