“AKÇAY DERESİ CİNAYETİ”NİN FAİLLERİ KİM?
Gidin bakın Akçay deresi orada, derenin dilinden anlayanlar yavrularını kaybeden bir ananın ağladığı sesi Akçay deresinin sesini dinlerken duyacaklardır.
Herkes gibi ben de çocukluğumdan bilirim Akçay Deresi’ni, o berrak sularında az mı oynadık çocukluk arkadaşlarımızla. O zamanlar yaşı bizden büyük olan ağabeylerimiz ve daha da büyükleri Akçay Deresi’nin önünü kaya parçalarıyla kapatarak küçük göletler oluştururlardı. Bizler için yüzme aktiviteleri ve kaya balıklarını oltayla tutma eğlencesi geliştirirlerdi.
Akçay deresi Samanlı dağlarının dik ve sarp yamaçlarından, henüz keşfedemediğim yerlerinden doğup çınar, köknar ve çamların arasından süzülerek, Fevziye, Akçay ve Adliye köylerini de geçerek tahminen 10-
Sapanca’dan Adliye köyüne akraba ziyaretine her gidişimizde akrabalardan önce Akçay deresini görmeye koşardık.
Hayatımdaki ilk ve son balığı bu derede tutmuştum, sonra güya, onu leğene doldurduğum su içersinde yaşatacaktım.!
Yine bir gün henüz yüzme bilmediğim dönemlerde canımı verecektim bu sularda.
Şimdi geçmişe dönüp baktığım zaman balık tutmaya çalışmaktan, kayalar arasında yılan avlamaya kadar birçok anısı hala bugün gibi hafızalarımda.
Gel zaman git zaman devir değişmeye başladı, artık hepimize ait olan ortak değerlerimiz bireysel ihtiraslara kurban gitmeye başlamıştı. Ee, nede olsa toplum daha çok kazanma hırsıyla dolduruşa getirilmişti. Tüketim toplumu oluşturmanın ilk adımı buydu ne de olsa. Kapitalizm, Liberalizm derken insanların ilgisizliğine de idari yönetimlerin koltuklarına yapışmak noktasındaki ısrarları da eklenince diğer doğal güzelliklerin başına gelenler Akçay Deresi’nin de başına gelmekte gecikmedi.
Önce berrak sular dere kenarına kümelenmeye başlayan mermer fabrikalarının, çalışma ortamında kullandıkları suları dereye boşaltmaya başlamalarıyla dere de berrak rengi mermerimsi bir renk almaya başladı, Akçay deresi akışkan bir mermere dönüştükçe balıklar yok olmaya başladı, artık çocuklar da balık tutamaz, sulara giremez oldu.
Gerçi ‘’su pislik tutmaz’’ diye de öğretilmişti ama …
Akçay deresini ölüme götüren birinci darbeyi bölgenin çevre felaketi olarak nitelenebilecek mermer fabrikaları vurmuştu. Ne arıtma tesisi kurulmuştu, ne de dereyi koruma hassasiyeti yaşatılıyordu
Akçay deresine ikinci darbeyi ise derenin başından sonuna kadar uzanan kendine has kurşuni-kumtaşı renginde taşları evlerinin duvarlarını süslemek için kullanmak isteyenlere kamyon kamyon satanlar vurdu.
Mimari süslemeler ve peyzaj uygulamaları yapan bazı yerlerde farklı renk taşların arasından hemen fark edersiniz Akçay deresinin kumtaşı rengindeki taşlarını
Gidin bakın Akçay deresi orada, derenin dilinden anlayanlar yavrularını kaybeden bir ananın ağladığı sesi Akçay deresinin sesini dinlerken duyacaklardır.
Yerel yönetimin(muhtar, kaymakam, belediye başkanı, vali) her gün biraz daha çürütülen Akçay deresinin yok oluşuna karşı vurdum duymazlığı devam ettiği müddetçe Akçay deresinin son taşı da 3-5 kuruşa satılacaktır.
İşgal ettikleri makamlarda bulunanlar gelecek nesillerin beddualarını almak istemiyorlarsa Akçay deresinin son taşı da çalınmadan harekete geçmek zorundadırlar.