Cuma Hutbesi-Ramazana Veda ve Kadir Gecesi
اِنَّٓا اَنْزَلْنَاهُ ف۪ي لَيْلَةِ الْقَدْرِۚ ﴿١
﴾ وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا لَيْلَةُ الْقَدْرِۜ ﴿٢
﴾ لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِنْ اَلْفِ شَهْرٍۜ ﴿٣
﴾ تَنَزَّلُ الْمَلٰٓئِكَةُ وَالرُّوحُ ف۪يهَا بِاِذْنِ رَبِّهِمْۚ مِنْ كُلِّ اَمْرٍۙۛ ﴿٤
﴾ سَلَامٌ۠ۛ هِيَ حَتّٰى مَطْلَعِ الْفَجْرِ ﴿٥
Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla
Şüphesiz, biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik. ﴾1﴿ Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin! ﴾2﴿ Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. ﴾3﴿ Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. ﴾4﴿ O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir. ﴾5﴿
Muhterem Müslümanlar!
“O geliyor” diye kapılara koştuk. Onu heyecanla karşıladık. Rahmet ayı Ramazan misafir oldu bizlere.
Nadide hediyeleri ile... Sabır, takva, kanaat, iftar, sahur, mukabele, teravih, Kadir Gecesi ve bağışlanma...
Bugünlerde bereketli misafirin ayrılık haberi ile gönüllerimiz mahzun. On bir ay onun hasretiyle yanan yüreklerimize ayrılık acısı düştü. Firkatin acısını Kadir Gecesi ile dindirmek istiyoruz. Rabbimizin izni ile bu akşam vasıl olacağız o Kadri yüksek geceye…
Ey rahmet ayı! Ne kadar alışmıştık sana. Evimizin bir ferdi olmuştun. Seninle yüreğimiz yumuşamış,
bedenimiz sıhhat bulmuştu. Açken ağzımızın misk gibi koktuğunu senin vesilenle öğrenmiştik Rahmet Elçisinden.
Sabrı öğretmiştin bize. Aç insanların halinden haberdar etmiştin hepimizi. Nefsimizi yenmenin, bitmek tükenmek bilmeyen arzularımıza “dur” demenin gayretine düşmüştük seninle.
Şimdi gidiyorsun. Bir sonraki Ramazana kadar minarelerde yanan kandillere, mahyalara, birlik ve bereket vesilesi iftar sofralarına, teravihlere, salât-ı ümmiyelere hasret kalacağız.
On bir ayın sultanı mübarek Ramazan! Sana bir daha kavuşur muyuz bilemiyoruz. Ancak yine hasret ve özlemle bekleyeceğiz seni. İncittiysek, kadrini bilemediysek bizden Rabbimize şikâyetçi olma! Hesapların verileceği mahşer günü lehimizde şahit ol!
Kıymetli Kardeşlerim!
Rahmet ayı veda ediyor bizlere. “Ramazandaki takvanızı, ihlasınızı, sadakatinizi ve sabrınızı yıl boyunca
koruyup devam ettirin” diyerek gidiyor. “Zekâtınızı ihmal
etmeyin, kimsenin verilmedik fitresi kalmasın!”
hatırlatmasıyla gidiyor. Ve ayrılık vaktinin yaklaştığı şu
günlerde bizleri bir kez daha bağrına basarken en kutlu
gecesiyle buluşturuyor.
Muhterem Müslümanlar!
Bu kutlu gece, feyiz ve bereketin, rahmet ve
mağfiretin nihayetsiz bahşedildiği Kadir Gecesidir. Kadir
Gecesi, doğru yolu gösteren, aydınlığa çıkaran, dünya ve ahiret saadetine erdiren Yüce Kitabımızın indirilmeye
başladığı gecedir. Bu gece, insanlığın hasretle beklediği,
Hira ufuklarında beliren İslam güneşinin yeryüzünü
aydınlatmaya başladığı gecedir. Bu gece hakkında
Rabbimiz şöyle buyurur:
“Şüphesiz, biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde
indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne
bileceksin! Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.
Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle
her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin
ağarmasına kadar bir esenliktir.”
Müslümanlar!
Bir düşünelim: Kur’an’ın indiği geceye bin ay değeri veren Yüce Rabbimiz, Kur’an’ın indiği kalbe, hayat
olup yaşandığı bir bedene acaba nasıl bir şeref bahşeder?
Fahr-i Kâinât Efendimiz ise şöyle buyurmaktadır:
“İnanarak ve sevabını Allah’tan umarak Kadir gecesini
ihya edenin geçmiş günahları affolunur.”
Bir kez daha hatırlayalım: Kadir gecesini, ancak
Kur’an’ın kadrini, kıymetini bildiğimiz müddetçe ihyâ
etmiş oluruz. Kur’an’ın hak, hakikat, ahlâk ve adalet
ilkelerine sarıldığımız ölçüde bu gecede bir ömre bedel
manevî gelişmeler yaşayabiliriz. Kur’an’ın barış ve esenlik
mesajlarına değer verdiğimiz nispette Allah’ın
meleklerinin, yeryüzüne esenlik getirmek üzere
indiklerinin idrakine varabiliriz. “Her geleni Hızır, her
geceyi Kadir bil!” şuuruyla hayatımızı sürdürdüğümüz
müddetçe Kadir gecesinden hakkıyla istifade edebiliriz.
Bir kez daha idrak edelim: Bu gece,
kaybettiklerimizi bulma gecesidir. Zihinleri ve gönülleri
Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’e göre yeniden inşa etme,
onun hayat veren soluklarıyla yeniden dirilme gecesidir.
Bu gece imana, merhamete, adalete sarılma gecesidir.
Kendimizi hesaba çekme ve darda olan kardeşlerimiz için gözyaşı dökme gecesidir.
Mü’minler!
Ramazan ayı boyunca İslâm coğrafyasında kadın,
çocuk, yaşlı demeden kardeşlerimize reva görülen zulüm, şiddet ve cinayetlerin üzüntüsü yüreğimizi dağlıyor. Bu hüzünle Ramazanımız buruk geçti. Kadir gecesini idrâk ederken, dünyanın neresinde olursa olsun açların, yoksulların, mahrumların, mağdurların, zayıf
bırakılmışların, zulme uğramışların haklarına dikkat
kesilmek, onların dertleriyle dertlenmek, acılarına ortak
olmak, yaralarını sarmak hepimizin vazifesidir. Zalimlerin
hak ve hukuk tanımayan, azgınlaşan ve şımaran iradelerine karşı tavır almak, kısacası insanlığın barış ve huzuru için hayrın anahtarı şerrin kilidi olmak, yeryüzündeki bütün Müslümanların sorumluluğudur. Bu vazife ve sorumluluk, bu gece yeryüzüne inen meleklere ve Cebrail aleyhisselâma eşlik edecek maneviyata uygun bir kulluğa sahip olmak için de yerine getirilmesi gereken bir ödevdir.
Kadir Gecemiz mübarek olsun. Bu gece, Rabbimiz
katındaki kadrimizin yücelmesine vesile olsun.
Yâ Rab! Bu gece hürmetine, İslam coğrafyasında
akan kan ve gözyaşlarının durmasını, bütün
kardeşlerimizin bayrama huzur ve güven içerisinde
ulaşmasını nasip eyle.
“Allah’ım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, bizi
de affeyle”
Mustafa Hamdullah ERGİN
hamdullahergin@gmail.com
Kaynakça:
1 Buhârî, Savm, 2; Müslim, Sıyâm, 163.
2 Sure-i Kadir, 97/1-5.
3 Buhârî, Fadlu Leyleti'l-Kadr, 3.
4 Tirmizî, Deavât, 85.
#