Bürokratik oligarşinin alt basamakları (2)
Vatandaş danışır ne lazım gelir ruhsat değiştirmek için. Derler ki önce aracın lpg lidir gidip sızdırmazlık raporu alacaksın, paralar verilir rapor alınır. Sonra gideceksin bir muameleciye ek 1 belgesi doldurtturacaksın ve muameleciye10 ytl ödeyeceksin. Niye ödüyorum efendim bir sayfalık bir kâğıt parçasına o kadar para? Yazı değil mi elimle doldururum. Olmaz bilgisayarla yazılacak. Neden olmuyor. Olmuyor efendim. Ek 1 belgesini de bulamazsınız hiçbir yerde, ama muameleci bulur nereden bulursa. Sonra ruhsatlar için lazım olan evraklarla birlikte gidilir muayene istasyonuna, istasyon görevlisi bakar imzalar belgeleri, torpillilerden size sıra gelince. Eee şimdi ne olacak? Ne mi olacak doğru
Gidilir diğer ilçeye sabahım köründe kalkılır geç kalınmamak için. Bu arada havada yoğun sis vardır vapurlar çalışmaz, trafik felç olmuştur siz epey geç kalmışsınızdır trafik tescile. Gidersiniz evrakları uzatırsınız memur almaz evrak eksik olabilir diye. Birden yanınızda bir genç belirir şu evrakları bir inceleyeyim der. Ne diye inceliyorsun kardeşim memur incelesin. Memur der baksın bir eksik var mı? Tam nizami ister memur evrakları. Tamam denir baktırılır evraklara. Bir de bakarsınız genç sizin evrakları bir taraftan sıraya dizerken bir taraftan da kalemi eline almış kalem sürülmeyecek olan ek 1 belgesine bir şeyler yazıp çizmektedir. Kardeşim buna bir şey yazılmayacağı söylendi muamelecide sen ne diye yazıyorsun bilgisayar yazıcısı ile yazılması lazım gelirmiş. Bir şey olmaz der genç. Kafanız karışır Allah Allah muamelecide bir şey oluyor burada bir şey olmuyor bu ne biçim iş anlamazsınız tabi bir şey. Derken evraklar tamamlanıp verilir, dosyanız çıkartılacak beklersiniz. Dosyanız gelir memur şu kadar para vereceksiniz ruhsat işlemleri için der verirsiniz. Makbuz istemeye çekinirsiniz bir şey mi der acaba diye o da kendiliğinden vermez zaten size.
Daha sonra bugün git yarın gel denecektir. Memur mantığı işler. Bir günde biterse olmaz sanki yarım kalır. İlla ki bugün git yarın gel denmesi gerekmektedir. Size de aynısı yapılır ve denir ki bugün git yarın öğleden sonra gel yeni ruhsatını al. Rica minnet olursunuz, memur bey zor izin aldım işyerimde işler beni bekliyor. Yapamaz mısınız? Bugün alsam akşama kadar beklerim gerekirse. Zaten gününüz gitmiştir. Ama olmaz, kesinlikle olmaz “Laftan anlamıyor musun kardeşim yarın öğleden sonra gel dedik sana” denir. Peki der boynunuzu eğersiniz ve başlarsınız kara kara düşünmeye…
Aklınıza cin bir fikir gelir birden bire. Hatırı sayılır bir kişiyi tanıyorsunuzdur. Aklınızla bin yaşayasınız gelir. Acaba arasam mı diye geçirirsiniz aklınızdan. Zaten olan olmuştur. Telefon edersiniz hay hay ı alırsınız. Beş dakika sonra size hatırı sayılır kişi tarafından geri dönülür. Denir ki o tescilde şu isimli bir kişi var onunla görüş o senin işini halledecek. Uçarak geri gidersiniz kovulurcasına çıktığınız bölüme. İlgili kişiyle görüşmek istersiniz tanır sizi hemencecik. Plaka numaranızı verirsiniz. Bugün olması şart mı diye sorulur size. Taa
İstisnalar kaideleri bozmaz elbette. Buraya büyük harflerle bir şerh düşmek gerekmektedir. Nadide ülkemizin nadide insanları olarak işlerini gereğince yaparak çalışanlarına kimsenin bir diyeceği yok elbette. Onlara haksızlık etmenin, tam bir genelleme yapmanın anlamı da yok. Ama ne var ki bunlar da olmuyor değildir. Olmasa mutlaka uyduruktan yazılmayacaktır bütün bunlar. Neticede bütün yazı yazanlar hikâyeci değildir. Vardır bu tür örnekler ve bir ihtiyaçtan kaleme alınmaktadır. Önemli olan ters giden işlere bir dur diyebilmek ve yanlış dönen çarka gerekirse çomak sokabilmek.
İsmail DAĞ
#