Geri

Haydi Şeherli Olalım!

Haydi Şeherli Olalım!
Fatih KAYHAN Fatih KAYHAN

Türkiye’nin nüfus dağılımına bakıldığı zaman yaklaşık olarak %55 şehir,%45 köy olarak bir dağılım söz konusu.10 yıl önce şuan emekli olan bir devlet adamımız Türkiye’nin köylü ve şehirli nüfus dağılımından bahsettiği zaman “ Bu oranın şehirli lehine artması” gerektiğini savunuyordu.O zaman beni düşündüren şu olmuştu;Peki bu insanlar şehirlere göç ederse tarımı kim yapacak?



 



Dünya yaratıldığından beri medeniyetimizin gelişmesini incelediğimizde Dünya’nın ekonomik olarak 3 temel unsurla ayakta durduğunu görebiliriz.



Tarım,Ticaret ve Üretim(Sanayi).Dikkat edilirse hem ticaretin hem de sanayinin en önemli girdisi Tarım’dan sağlanmakta.Dolayısıyla Dünya ekonomisin dolaylı yönden de olsa öncelikle Tarım sektörüne bağımlı olduğunu söylememiz yanlış olmaz. Düz mantık düşünüldüğünde de; İnsanlar lap top’suz yapabilir ancak yemek yemeden duramaz.



 



Peki 15-20 yıl öncesine kadar tarımda kendi kendine yetinebilmesiyle övündüğümüz ülkemizde,köyde yaşayan nüfusun azalıp şehirli nüfusun artmasının istenmesi ne kadar doğru?



Öncelikle yazımın ilk başında bahsettiğim oran belki de şuan %65 kent,%35 köy olarak değişmiştir.Peki bu değişim iyi sonuç getirdi mi?Sonuçlara bakalım.Kararı siz verin.



1) 1960’lardan sonra hızlanan köyden kente göç son 20 yılda büyük oranlara ulaşmış oldu.Köyde tarlasını,hayvanını satan insanlarımızın şehirlere göç etmesinin ardından şehir nüfusları anormal derecede artmış oldu.Bunun sonucunda;suç oranları arttı,trafik sorunu çözülemez bir hale geldi,emlak fiyatlarında yapay bir artış yaşanmış oldu.İkincil sonuçları irdelediğimizde işsizlik,stres,çevre kirliliği,şehirlerdeki su sıkıntısı gibi problemlerin de şehir nüfuslarının artmasına bağlı olduğu görülmektedir.



 



2) Şehirlerde bu problemler yaşanırken, köylerde ise tam tersine bir durum yaşanmış,köylerde hane sayısı azalmış,genç nüfus azalmıştır.Tahminen,köylerde bulunan yaşlı nüfusun da yaşamlarına veda etmesiyle köy nüfuslarında bugünden daha ciddi azalmalar yaşanmış olacak.15-20 yıl içinde tarlaya,bağa,bahçeye,hayvanına bakabilen kişi kalmayacak.Dolayısıyla önümüzdeki yıllarda tarım ürünleri üretiminde azalma yaşanması kaçınılmaz olacaktır.Bu açığı kapatmak için tarım ürünleri ithalatını mecburen artırmamız gerekecek.Hem dışa bağımlı bir ülke olacağız,hem de dış ticaret açığımıza yeni rekorlar kırdırmış olacağız.Buna küresel ısınma sonucu yaşanabilecek kuraklıkları de eklersek tarım sektörümüzün önünde ciddi problemler olduğunu belirtmemiz gerekir.



 



Bu tespitlere karşılık bazıları şu şekilde düşünebilir:”Şehirlerde fırsatlar çok.Köyden bu fırsatları değerlendirmek üzere insanlar göç edebilir.Hem fabrikalar için işçi lazım.Tarım toplumu değil,Sanayi toplumu olalım.”



Buna karşılık olarak sadece şunu belirtmek isterim.Göç oranı belli oranlarda kalsa bunu doğal karşılayabiliriz.Sanayimizin gelişmesine de eyvallah.Peki şehirlere toplanan bu kadar insan ne yiyecek,ne içecek?Sadece ithalatı artırmakla sorunu çözebilir miyiz?



Bu dönemlerde yaşanan küresel ısınma ve dünya gıda fiyatlarındaki artış sonucunda karşıt şekilde düşünen arkadaşlarımızın sanırım aklı başına gelmiştir.Ama iş işten geçmiş midir?Bu gidişatı durdurabilir miyiz?



 



Hala devletimizin yapabileceği şeyler tabiî ki var.Öncelikle şuandan itibaren Tarım sektörümüzü istenilen seviyeye getirmek adına Hükümet bu sorunu çözeceğine dair istek ve irade göstermek zorundadır.Tarım Bakanlığı’nın kabine içinde en önemli bakanlık haline gelmesi,hatta bütçede en fazla payı alan bakanlıklardan biri olması gerekmektedir.



Tarım sektörümüzün yaşadığı ve yaşayabileceği tüm problemler için ayrıca bir danışma kurulu oluşturulabilir.Bu kurulda muhtemel tüm sorunlar incelenmeli ve hangi adımların atılması gerektiği açıkça belirtilmelidir.



Özel sektörün modern tarıma yatırım yapması teşvik edilmeli.Yıllardan beri bahsedilip yapılamayan toprak reformu özel sektörün bu işe ağırlık vermesiyle bence çok daha kolay şekilde çözülebilecektir.Kooperatiflerin halkımıza direk olarak satış yapabileceği mağazalar açılmalı ve yaygınlaştırılmalı.Çiftçilerimize bölgesel eğitimler verilmeli.Havada kalan mazot,gübre desteği gibi teşvikler daha elle tutulabilir düzeyde olmalı.Ve bunun gibi birçok çözüm yöntemleri olabilir.



 



Kısacası Tarım sektörünü canlandırmak için bir şeyler yapılmalı.Ama mutlaka yapılmalı. Geçenlerde BM Genel sekterininin bahsettiği gıda için iç savaşlar başlayabilir uyarılarını dikkate almalıyız.Yoksa hem Ülkemizi hem de Dünyayı daha zor günler bekliyor.



 



Selamlar

#

GENEL BİLGİLER

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve Otobüs Saatleri

Geyve - Adapazarı, Adapazrı Geyve Otobüs sefer tarifesi. Geyve otobüsü kaçta kalkıyor? Adapazarından son Geyve Otobüsü, Sefer tarifesi, geyve koop otobüs